3. Bölüm
-TUTKU-
Şimdi karar verme aşamasıydı belki de. Belki de değildi, bilmiyorum. Öylece durdum, ona baktım. Bana merak dolu gözlerle bakıyordu. Bu bakışlar bir yandan hoşuma gidiyor bir yandan da gitmiyordu. Evet dersem ona haksızlık olabilirdi. Çünkü onu tanımıyorum, onu sevmiyorum. Hayır desem daha mantıklı geliyor. Az önce olan şey kontrolüm dışında olmuştu. Ona istemeden karşılık vermiştim. Hayır dersem... İşte buna verebilecek bir cevabım yoktu. Sadece hayatım olduğu gibi devam ederdi, hepsi bu. Ama ondan korktuğum için ''Hayır'' dedim. Çünkü beni yıllardır takip ettiğini söyleyen bir adama evet demek mantıksız olabilirdi.
''Emin misin? Hayır mı gerçekten?''
Emin bir şekilde ''Tabii ki eminim. Tanımadığım bir adamın, ki beni 3,5 yıldır takip eden bir adamın, teklifini neden kabul edeyim?''
Kırgınlıkla gözlerime baktı. ''Tanımayı denesen?'' Neyini tanımayı deneyecekti acaba?
Bu sorusu umut dolu bir soruydu. Evet de demek istemiyordum. Hayır da... içimdeki seslerden bir evet de diğeri hayır de diyordu. Niye karasız kalmıştım anlamadım. Bu kararsızlıklarım beni bir gün öldürebilirdi. Kafamı doğru düşünmek için hafifçe eğdiğimde bana bakarak eğildi ve yine aynı hareketi yaparak yani yanağını yanağıma sürterek ''Soruyu tekrar edeyim mi?'' diye arzulu bir şekilde sordu. ''İster misin?'' sinir olmaya başlamıştım ama.
"İstemiyorum" dedim kendimi ondan uzaklaştırarak. Onu uzaklaştırınca gözleri yeniden gözlerimi buldu. "Peki" dedi "Öyle şeyler olacak ki sen bu teklifi kabul edeceksin." Sinirli bir şekilde, gerçekten sinirlenmiştim, "Elinden geleni yap." dedim. "Ben bir şey yapmayacağım. Bu zamana kadar seni nasıl izlediysem o şekilde İzlemeye devam edeceğim." Dedi kendisini ikili koltuğun ortasına ellerini ve bacaklarını açarak otururken.
Hiçbir şey söylemeden kapıya yönelip kulpunu tutup açmaya çalıştığımda kapının kilitli olduğunu anladım. Arkamı dönüp ona baktığımda kafasını önüne çevirmiş bacağını diğerinin üstüne atmış oturuyordu. Yanına dikelip kapıyı göstererek sinirle "Aç şu kapıyı! " dedim.
Kafasını yukarı kaldırıp bana bakarak "Bir şartla açarım."
"Ne şartı bu?"
Ayağa kalkarak masanın üzerindeki şişeyi eline aldı ve içindekini bardaklara döktü. Yine birini bana uzattı. "Şartın buysa kabul" diyerek uzattığı bardağı aldım ve tek dikişte içindekini içtim. "Aç şimdi kapıyı. " Gülerek "Şartım bu değildi." Dedi. Beni iyice sinir etti.
"Ne o zaman?"
Yine az önceki gibi ama bu sefer yumuşak bir şekilde değil, sert bir şekilde beni dudağımdan öpmeye başladı. İtiraz edip karşı çıkmaya çalıştım. Ellerimi göğsüne koyup ittirmeye çalıştım ama nafileydi. Belimden sımsıkı tutmuş göğsündeki ellerimi diğer eliyle tutmuş, beni kendisine hapsetmişti.
Dili ısrarla dudağımdan içeriye girmeye çalışıyordu. Ben direndikçe daha da sertleşiyordu. En sonunda dişleri ile dudağımı ısırınca acıdan dolayı inledim. Ve bu yüzden dudaklarım aralandı, dili de aralanan dudaklarımın arasından içeri süzüldü.
Hala karşılık vermiyordum. Ben karşılık vermedikçe dilini damağımda daha çok gezdiriyor bu da benim kendime engel olmamı engellemeye başlamıştı. Zorla benden karşılık bekliyordu. Karnımda daha önce hiç hissetmediğim bir karıncalanmalar oluyordu. Bu his gerçekten hoşuma gitmeye başlamıştı fakat bir yandan gitmiyordu da. Adam işini biliyordu. Tahrik oluyordum adeta.
En sonunda dayanamayarak ona karşılık vermeye başladım. Ben dudaklarımı hareket ettirmeye başlayınca hoşuna gitmiş olacak ki inledi ve beni daha çok kendisine çekti. Ellerimi ellerinden kurtarıp birini boynuna diğerini ise saçlarına götürdüm. O da boşta kalan elini kalçama götürüp beni belindeki elinden destek alarak kucakladı ve koltuğa oturdu. Daha sonra ise elini saçlarıma götürüp canımı acıtmadan çekip dudaklarımızı ayırmadan başarımızın yönünü değiştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şehvet İle Dans - Kumar +18 (Düzenleniyor)
RomanceBABASININ KUMAR BORCUNU ÖDEMEK İÇİN ÇALIŞAN BİR KIZ VE ONA YILLARCA GİZLİ BİR ŞEKİLDE BAĞLI OLARAK AŞIK BİR ADAM. ASEL VE ACARALP... ASEL, BABASININ BORCUNU ÖDEMEK İÇİN ONA YAPILAN TEKLİFİ KABUL EDECEK Mİ? ACARALP, ASEL'E KENDİSİNİ SEVDİREBİLECEK Mİ...