Defne gittiğinden beri çalışmayı deniyor ama gözlerimin önünde ki görüntüsünden başka bir şeye odaklanamıyordum. Kendime, yaptıklarıma inanamıyordum! Kapının önünde, 'evet' demesi için neredeyse yalvarmıştım ve ona sarılıp öpmemek için kendimi zorlukla tutmuştum. Ama söyledikleri de aklımdan çıkmıyordu.
"Beni tanımak istemezsin"
"Ben erkek arkadaş istemiyorum"
"Ben ayaklı bir felaketim, sorunluyum"
Ne tür bir kız böyle şeyler söylerdi ki, hepsi kendini birilerine bağlamak için çırpınmıyor muydu? En azından benim tanıdıklarım böyleydi. Karşısındaki adamın 'yalnızca birbirimizi tanıyalım' diyerek, ayaklarına kapanmadığı kalmışken kendini böyle kaçırması anlaşılır gibi değildi.
Bir an kırılgan ve narin oluyor, gözlerine bakınca içini görebileceğim kadar şeffaflaşıyor ama bir an sonra inatçı ve yıkılmaz bir iradeyle bileniyor, kapatıyordu kendini.
Beni çeken buydu belki de... Onunla işim hiç kolay olmayacaktı. Peki ya o lanet herif de kimdi? Kızın gözlerinde yarattığı öfke ve korkuyu hatırladıkça pisliği tekrar, tekrar öldürmek istiyordum. Tanıştıkları ortadaydı. Aralarında bir şeyler olduğu da ama ne?
Çalışma umutlarımı rafa kaldırdım ve Sam'i arayıp, birkaç gün ortalarda olmayacağımı, çok önemli olmadıkça beni rahat bırakmasını söyledim. Böyle bir şey yaptığıma şahit olmadığı için şaşkındı ama üstelemeyecek kadar iyi tanıyordu beni. Daha fazla dayanamadım ve Henry'den gelen maili açtım. Onunla ilgili her bilgi önemliydi...
Tam adı: Lena Defne Suri
Doğum tarihi: 10 Mayıs 1988
Doğum yeri: İzmir – Türkiye
Mezun olduğu okullar: Çeşme-Alaçatı Anadolu Lisesi Boğaziçi Üniversitesi – Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü
Mesleği: Northern Şirketler Grubu, Türkiye- Marmara Bölgesi Müdür Yardımcısı ( Üniversite eğitimi sırasında stajyer olarak başladı. Hâlâ devam ediyor. )
Baba: Levent Suri (5 Kasım 1960 – 6 Şubat 1996)
Anne: Melek Suri (29 Haziran 1965- 6 Şubat 1998)
'Lena...' bundan daha uygun bir isim olamazdı onun için. Çevresine ışık saçacağını daha doğduğu günden belli etmiş olmalıydı. Pembe yanakları, kırmızı saçları, evrenin tüm yeşillerini saklayan gözleriyle minicik bir melekti gözlerimin önünde canlanan. Işığın ta kendisi...
Dosyanın her harfini dikkatle inceliyordum. Küçücük bir çocukken ailesini kaybetmiş olduğunu okuduğumda hayatına gizlice göz atmaktan rahatsızlık duysam da çok istedim onu tanımayı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Gölgesinde (Kitap/Yeniden Yayımda)
Lãng mạn** TARİHİ KURGU DEĞİL CANLAR. GİRİŞ BÖLÜMÜ 1960'LARDAN BİR KESİT SADECE. BUNUN NEDENİNİ KİTABIN ORTALARINDA GÖRECEKSİNİZ. GİRİŞ BÖLÜMÜ SONRASI 2012 YILINDAN, HİKÂYENİN YAZILDIĞI YILDAN DEVAM EDİYOR.** 18 Şubat 1961 gecesi ayrı düşen aşıkların yüre...