** TARİHİ KURGU DEĞİL CANLAR.
GİRİŞ BÖLÜMÜ 1960'LARDAN BİR KESİT SADECE.
BUNUN NEDENİNİ KİTABIN ORTALARINDA GÖRECEKSİNİZ.
GİRİŞ BÖLÜMÜ SONRASI 2012 YILINDAN, HİKÂYENİN YAZILDIĞI YILDAN DEVAM EDİYOR.**
18 Şubat 1961 gecesi ayrı düşen aşıkların yüre...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel haberlerle dolu gecemize, annemin her zamanki memnuniyetsiz tavırlarının rahatsızlığıyla başlasak da, beklenmedik şekilde babamın bizden yana tutumuyla görmezden gelmek zor olmamıştı. Kadınları umursamayan, sohbetlere uzak duran, umursamaz bildiğim babam beni şaşırtmıştı bu akşam. Büyükanne ve Lena'dan hoşlandığı açıkça ortadaydı ve sanırım ilk defa bir konuda ortak fikirdeydik onunla. Biz doğru kadınları sevmiştik ve onların da bizi seçmiş olması eşine az rastlanan, büyük bir şanstı.
Yaşadığı hayatı her şeyiyle kabullenen, sineye çeken babama karşı, ilk kez içimde bir burukluk hissettim. Daha önce hiç görmediğim aşık yanını açmıştı, duygusuz olarak nitelendirdiğim adam. Bizim ne kadar şanslı olduğumuzu söylerken, gözleri hüzünle annemin üzerindeydi. Tüm yaşananlara rağmen âşık bir adamın bakışları, bir zamanlar onu sevdiğini söyleyen kadını izliyordu. Belki de hâlâ bir umut bekliyor, bir kıvılcım arıyordu.
Kendimi onun yerine koymam da, babamı anlamam da mümkün değildi. Söz konusu Lena olunca, bu üzerinde düşünmeyi bile kaldıramayacağım bir ihtimaldi. Karısı ve abisi arasındakileri bilmesine rağmen böyle bakabilmesi... Babam bir gecede gözümde bambaşka bir yere gelmiş, tanıdığım en fedakar âşık olmuştu.
"Lucas, nerede yaşayacağınızı konuştunuz mu?"
Büyükbabamın sorusuyla daldığım düşüncelerden uyandım. "Henüz konuşmadık büyükbaba. Evimizin, Lena için sürpriz olmasını istiyorum."
"Ben burada, bizimle yaşarsınız diye ummuştum oğlum. Sofia'yla torunlarımızın bu evin içinde doğup, yanı başımızda büyüdüklerini hayal etmiştik."
"Merak etme büyükbaba uzakta olmayacağız. Hatta fazlasıyla yakınız ama düğüne kadar hep birlikte burada kalırız diye düşünüyorum. Yoksa Jillian'da Will'in evine kamp kuracak ve ben o küçücük evde, üç deliyle kalacağım!"
"Will'in evi mi? Senin evine ne oldu evlat?"
"Müstakbel gelininiz, evime hiç gelmedi baba. Ben de eve ancak birkaç günde bir uğruyorum." Karşımdaki iki adamında kaşları hayretle kalkmış, yüzlerinde söylediğime anlam vermeye çalışan ifadelerine güldüm. Büyükbabam az çok tahmin ediyor olacak ki bıyık altından sırıtıyordu.
"Senin evinde yaşamayacaksanız ve buraya yakın olacaksa, benim aklıma gelen tek bir yer var." Gözleri parladı babamın. Bu sürprizlerin yanı sıra baba-oğul gecesiydi anlaşılan! Bana verdiği arazi ve üzerindeki evi babam çok beğenerek almıştı, annem ise nefret etmiş, kesinlikle orası için hiçbir şey yapılmayacağını buyurmuştu. "Bir ayda nasıl adam edeceksin o evi?"
"Bu yeni bir fikir değildi baba. Evdeki çalışma iki aya yakındır sürüyor, üç haftaya kadar teslim edilecek. Düğün hediyem evimiz olacak!"
"Harika olacağına eminim evlat ama biliyorsun, annen gördüğü anda kıyameti koparmıştı. Defne orada yaşamak istemeyebilir, emrivaki yapmadan görmesine izin versen daha iyi olmaz mıydı? Senin ve benim seviyor olmamız, kadınların da aynı şeyleri hissedeceği anlamına gelmiyor."