Merhaba! Nasılsınız? Biliyorum çok beklettim. Üzgünüm. İyi okumalar.
Yorum yaparsanız çok berhudar olurum çünkü yazana kadar elim kopuyor efenim.
Ona son bakışıydı, sanırım.
Bella gülümsedi ve elini hızlıca gelen dalgaya kaldırdı ve üstündeki bu bahşedilen gücü kullandı. Tüm gücünü...
D: Bella!
Etraf buzun dumanı ve tozu ile kaplanmıştı. Buz gibi hava etrafa yayılıyordu. Sesi duyunca herkes oraya koşmuştu, Dabi sadece çıkan sise bakıyordu. Soğuk hava yüzünden kimse Bella'ya yaklaşamıyordu.
Dabi sadece bakıyor ve onu görmeye çalışıyordu, buz gibi hava umrunda olmadı. Zaten vücudu ateşe değil buza dayanıklıydı, bu yüzden bu haldeydi.
Dabi umursamadan sisin içine girdi, onu bulmak istiyordu. Neyle karşılaşacağını bilmese de..
Hızlıca etrafa bakındı, ilerde birini gördü. Bu Bella'ydı.
D: Isabella!
Ona doğru koşmaya başladı. Bella yaptığı buza bakıyordu, saçları soluk beyazdı.
Dabi ona 6-7 adım kala durdu, ona bakıyordu. O hala yaşıyordu.
D: Bella.. Sen-
Bella ona döndü, sanki bakan kişi Bella değildi. Gözleri tamamen griye boyanmış, saçları solmuş ve teni buz gibiydi.
Gözleri çok baygındı, bir anda yere yıkılacakken Dabi ona koştu ve onu tuttu. Ona dokunduğunda teninin buz gibi olduğunu hissetti, Bella kendini tutamadı ve yere yattı, Dabi onu tutarken. Bella yere düştüğü an sis indi. Bakugou, Hawks ve Todoroki onlara yaklaşıyorlardı.
Nefesleri yavaşlıyordu, Dabi bunu farketmişti. Bella gözlerini zar zor açıp Dabi'ye baktı.
D: Hayır...Seni bir defa kaybettim, bir daha yapamam! Bella! Hayır...
Bella'nın vücudu solmuştu, saçları bembeyazdı. Gözlerindeki bakış baygındı. Titriyordu.
B: Dabi...Seni seviyorum, sana bunu o gece söyleyememiştim. Lütfen ona iyi bak.
D: Bella, hayır.. Hayır.
Bella'nın gözünden yere doğru bir yaş aktı, yüzünde ki o baygın bakış ve dudaklarında eskiden olan o güzel gülüşü vardı, gözlerinden süzülen yaşlar ve son kez buz gibi elini onun yanağına koydu. Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu, vücudu direncini kaybediyordu. Dabi onu tutuyordu, ikisi de yerde birbirlerine bakarken Bella'nın gözleri yavaşça kapandı ve başı kenara yavaşça eğildi.
D: Bell ...
Dabi ona sarıldı, ona bütün sıcaklığını verdi. Gözlerinin altından kan akıyordu, damlalarca. Bütün sevgisini, bütün şevkatini, bütün kalbini, ilk aşık olduğu kadına. Onu sıkıca sardı, kollarını bütün bedenine, yüzü boynunda kan ağlarken.
D: Seni seviyorum.. Seni çok seviyorum! Bebeğim, beni bırakma Isabella, yalvarırım. Sen- Sen benim sahip olduğum tek şeysin. Beni böyle bırakma!
Hawks yanlarına yaklaştı, umutsuzca Dabi'ye bakıyordu, ne olduğunu biliyordu, kanatları yerlere değiyordu. Arkasında Bakugou şaşkın şekilde, Todoroki yere bakıyordu. Bella'nın diğer eli Dabi'nin sırtında duruyordu, solgunca.
Dabi'nin gençken gördüğü rüya buydu, gerçek olmuştu.
Onlar aşkı umutsuz yerde buldu, geceleri birbirlerini sardılar. Birbirlerine bütün sevgilerini verdiler, kalpleri bir attı. Zaman zaman ayrı kaldılar ama içlerindeki hisleri öldüremediler, asla. O gün yaktığı ormandaki buz Dabi'nin küle dönmüş kalbine can verdi, sevmeyi öğretti, sevilmeyi. Ona bir aile verdi. Isabella zaman zaman kırıldı, ikisi kırıldığında birbirirlerini birleştirdiler. İkiside birbirinin zıttıydı, sadece kahraman-villain ilişkisi değildi, onlar sevdiler, aşık oldular. Şimdi solgun kızı kollarında sön sözlerinin bir aşk itirafı olarak sevgili kocasına veda ettiğini düşündü, kızına bakması için ona bir söz vermişti. Safir gözleri olan biri kalbini sadece buz kraliçesine açtı, duygularını, pişmanlıklarını. Ona sadece aşkını verdi, sevgisini kızına. Buz ve buz gibi ateş birlikte söndü, şimdi burada. Buzlar içinde bir cehennemde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi X Okuyucu
Genç Kız Edebiyatı𝘋: 𝘉𝘦𝘯𝘪 𝘴𝘢𝘢𝘵 4:47'𝘥𝘦𝘬𝘪 𝘨𝘪𝘣𝘪 𝘴𝘦𝘷𝘪𝘺𝘰𝘳 𝘮𝘶𝘴𝘶𝘯 𝘩𝘢𝘭𝘢? 𝘐: 𝘕𝘦? 𝘋: 𝘚𝘢𝘥𝘦𝘤𝘦 𝘤𝘦𝘷𝘢𝘱 𝘷𝘦𝘳 𝘣𝘦𝘣𝘦𝘨̆𝘪𝘮... İlk kitabım, beğeneceğinizi umuyorum. <3