GÜLÜMSE | gxg (+18)

2. Bölüm:

2. Bölümü'de saldım gittiğğğğ

Şu an kimse yok ama sizi seviyorumm :')

Bir tanıtım videosuna alırım sizi. Pek olmadı ama, oldururum bennn

İyi okumalar...

"İnsan bedeni, insanın yaşayabileceği yıllara göre yapılmış değil."

-Gabriel Garcia Marquez-

Okulun geniş ve pahalı kantininden adını bilmediğim çeşit çeşit kahve arasından aldığım sütlü şeyi yudumlarken, yüzümü buruşturdum. Bu nasıl sütlüydü ya? 

Aklıma takılan annecik ile dudaklarımı ısırdım. Teneffüsün bitmesine 6 dakika vardı. 15 dakikalık teneffüslerle ve o kızla gözüme girmişti bu okul... Tabii siz bilmezsiniz. Bizim okulda resmen 5 dakika bile değildi teneffüsler. 

Kahvemi, verdiğim parayı yüreğimi oturttuktan sonra çöpe attım ve giriş kattaki müdürümüzün odasına gittim. Kapıyı tıklatıp stresle içeri girdiğimde önünde ki kağıtlardan başını kaldırıp bana gülümsedi. ''Bücür!'' dedi gülümseyerek. Utanarak gülümsedikten sonra kapıyı kapattım ve hızla bana açtığı kollarının arasına girdim. Bu hayattaki tek varlığım, dayım...

''Sevebildin mi okulu? Nasıl geçiyor ilk günün?'' 

''Güzel'' dedim gülümseyerek. ''Ev nasıl? rahat edebildin mi?''

''Fazlasıyla'' dedim ona sırnaşarak. Saçlarımın arasına bir öpücük kondurduktan sonra gülerek ayrıldık. ''Bir sorun olursa hem dayın, baban, abin, kardeşin, arkadaşın.. Aklına gelebilecek her şey ve tabii, okul müdürün olarak buradayım kızım.'' Ona minnettar bir şekilde gülümsediğimde zil çalana kadar konuştuk. ''Ben sana programını falan yollarım akşam. Çıkışta bekle, şoför bıraksın seni.''

''Tamam'' dedim yanağına sulu bir öpücük kondurduğumda. ''Okul da saygı çerçevemizi korumamız gerektiğini unutmayalım lütfen, sayın öğrencim Lâl.''

Ona dudaklarımı büzüp üzgün bir ifadeyle baktıktan sonra geri geri kapıya doğru gittim. Ders başlamıştı. Yine mi sınıfa girme stresi.. 

Koşar adım oradan çıkıp sınıfa gittiğimde stresle sırama ilerledim. Ama o sırada eşyalarım sıramda değildi ve hatta kimisi yerdeydi. 

Annecik kızmıştı ama karşısında kedicik yoktu. Hatta, annecik de değildi. 

Bana bakıp gülümsediğinde öfkeyle yerdeki eşyalarıma baktım. ''Lâl'' dedi adını Beste olarak bildiğim kız. ''Yanıma oturabilirsin.''

Yerdeki eşyalarımı aldım ve çantamı da. Çantamı yanında ki boşluğa koyduğumda yakınlaşan yüzlerimiz arasından ona gülümsedim. Nefesimi yüzüne bıraktığımda eşyalarımı sıranın üstüne koydum. ''Sağ ol Beste'' dedim. Allah'ım, inşallah adı doğrudur.. 

Tek kaşını havaya kaldırdı ve gri gözleri kısıldı. Dolgun kırmızı dudaklarını ısırdığında sınıfta olduğumuzu unutmuştum. Arkamda ki erkek hocanın öksürüğü ile hafifçe gülümsedim ve bir bacağımı onun üstünden attım. Geçerken ona verdiğim ağrılıkla göz kırptım. ''Ne yaptığını sanıyorsun?'' dedi kısık bir sesle. Omuz silktim ve umursamazca yerime geçtim. ''Lâl-'' 

''Sessiz olsana, ders dinliyorum burada!''

Dilini dişlerinin arasında gezdirdi ve başını sola yatırdı. Yutkunduğunda o kadar seksi duruyordu ki... 

Sırada yatarcasına üstüme uzandığında onu ittirdim. İnatla üstüme doğru yattığında aldığım suyu hafifçe yüzüne serptim. Çatık kaşlarıyla kalktığında derse odaklanamaya çalıştım.

Defterim üstüne uzanan elle yutkundum. Elinde ki kalem hareketlendi ve kurşunun izi kazındı defterime. 

Canımı sıkıyorsun Lâl.

Tekrar yutkundum ve uzaklaşan ellerinin yerini kapladı kalemim. 

Olabilir... Rahatsız oluyorsan uzaklaşabilirsin. Kalmanı söyleyen kim?

Tek kaşı havaya kalktı ve gözleri kısıldı. 

Yerimi alan sensin?

Dudaklarımı büzdüm ve gözlerimi devirdim. 

Cringe bad girl gibi davranma, komik oluyor. 

İki kaşı da havaya kalktı ve alaycı bir ifade yerleşti yüzüme. 

Sen de sokak kedisi gibisin. İkidir yaptığın şovlar göz doldurucu.

Gülümsedim.

İstersen başka yerlerini de doldurabilirim... 

Bakışlarımız buluştuğunda ona göz kırptım ve defterimi kapattım. Zil çalmıştı.