Bu haftayı bitirdik ama sınavlar hâlâ bitmedi ve biz geldikk...
Uzun oldu bölüm ve 5.4k... iyi ki varsınız...
Güzel okumalaarrrr
***
"Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?"
-Şems-i Tebrizi-
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Odamın kapısı açıldığında gözlerimin içi yanıyordu. Kulaklarım son ses dinlediğim müzikten uyuşmuş, kıpırdamayan bedenim sızlamaya başlamıştı. Felçli gibiydim tam o an. Dayım odaya girdi. Bir kaç saniye kapıda beni izleyip yanıma ilerlediğinde yanan gözlerimi kapattım. ''Lâl'im'' dedi sakin bir sesle. Gözlerimi hafifçe araladığımda tam karşımda yere oturmuştu. ''Konuşalım mı?''
Sırt üstü döndüğüm sırada sol kolum üzerine yatmaktan uyuşmuştu. Beyaz tavanla bakıştığım sırada eli koluma dokundu. Yavaşça okşarken kafasını da yatağımın köşesine yasladı. ''Yüzünü unutmuşum'' dedim gülerek. ''Sesini, bakışlarını... Ben annemi unutmuşum.''
''Görmeyeli çok oldu güzelim. Olabilir.''
''Neden gelmiş?''
''Seni görmek istemiş.'' Gülümsediğim sırada sol elimi ellerinin arasına aldı ve parmak uçlarıma minik şefkat kırıntılarını bıraktı. ''İlginç'' dedim. ''Gitti mi?''
''Gitti.''
''Biraz uyuyabilir miyim?''
''Tamam'' dedi derin bir nefes aldığında. Yavaşça ayaklandı ve saçlarımın arasına bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes alıp gülümsediğinde ben de gülümsedim. ''Bir şey olursa seslen. Güzelce dinlen bakalım.'' Odadan çıktığında yastığı alıp kafama bastırdım.
***
Diğer gün Cuma'ydı ve okula gitmem gerekmişti. Ölü gibi sınıfa girdiğimde sırama fırlattım kendimi. ''Neredeydin?'' diye sordu Vera. ''Sana da günaydın'' dedim gözlerimi devirerek. ''Dün aradım telefonun kapalıydı.''
''Şarjım yoktu.''
''Takamaz mıydın?''
''Takamadım Vera.''
''Sadece merak ettim Lâl.''
Omuz silktim. ''Merak ettirdiklerine say.'' Ders başladığında sıraya kafamı gömdüm ve kulaklıklarımı taktım. Uykusuzken gerçekten gıcık bir insan olabiliyordum ama şu an tek istediğim 5 dakika huzurlu uyuyabilmekti. Ama okulda, sırada bu imkansız sayılabilirdi.
Dersin ortasında gelen nöbetçi öğrenci ile başımı sıradan kaldırdım. ''Lâl Eflaz'ı müdür çağırıyor hocam.'' Elindeki kağıdı hocaya verdiğinde yarı ayık, yarı uyuklar hâldeydim. ''Allah Allah'' dedi hoca kağıda ve bana bakarken. ''Bir sorun mu var?'' Omuz silktim sırada kalktığım sırada. Dayımın beni çağırması için illa sorun mu olmalıydı yahu?
Sınıftan çıktığımda nöbetçi öğrenciyle odasına gittik. Saygı gereği kapıyı çalıp içeri girdiğimde dosyaların arasından bana gülümsedi. ''Hoş geldin'' dedi. ''Nasılsın?''
''Yuhum var'' dedim yumuşak koltuğa kendimi bıraktığımda. Daha sonra yatar pozisyona geçip ayaklarımı sehpaya uzattım. Dayım öksürdüğünde ona sevimlice gülümsedikten sonra gözlerimi kapattım. Bu koltuk benim yatağımdan daha yumuşaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜMSE | gxg (+18)
Romance18 yaş altı bireyler için rahatsız edici içerik (küfür, argo, cinsel ögeler vb.) barındırmaktadır. Vera. Adını söylerken bile dilimin ucunda bir yangın başlıyor, oradan tüm bedenime ama en çok kalbime vuruyor. Ona her baktığımda kalbim, daha önce...