35. Bölüm:

3.2K 82 17
                                    

Yine uzun bir zaman sonra merhaba. Ne kadar düzensiz bölüm attığımın farkındayım ama şu sıralar kendimi hiç odaklayamıyorum ve hayatımın da pek iyi yöne doğru gittiği söylenemez.

Öncelikle diğer bölümle ilgili bir açıklama yapayım, bölüm şimdiki zamana göre yazıldığı için (13 gün öncesine göre) açıklama yapma gereği duymamıştım ama anlamayanlar olmuş. Bölüm bölüm ilerliyoruz ve ben ileri ki zamanı anlattığımda belirtiyorum zaten, tıpkı tekrar şimdiye döndüğümüzde söylediğim gibi.

Ve bu düzensizliği bozmak istiyorum. Artık haftada 1 veya 2 gün belirleyerek o günlerde buluşalım istiyorum. İstediğiniz saatte. (Tıpkı başlarda her gün saat 20.00 civarı atışım gibi düşünebilirsiniz.)

Haftada 2 gün olmasa da en az 1 bölüm gelecek şekilde ve eğer yetişirse 2 bölümlük günler ayarlayalım, ne dersiniz? 

Hangi günler olmasını, uygun saatleri buraya yazarsanız sevinirimmm..

Daha fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyor, iyi okumalar diliyorum.

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYALIM LÜTFENN!

***


"Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı."

-Fyodor Dostoyevski-


Kafamı test kitabıma gömdüğümde Vera kısa bir kahkaha attı. Sınavlar vardı ve benim beynim artık soru görmekten akıyordu. Tamam oturalı henüz 15 dakika olmuş olabilir ama okulda da görüyorum zaten, değil mi? Öğrenci olmak çok zordu ya. 

''Benim okul 1.'liğinde gözüm yok ya, yeter bu kadar.'' Kalemi masaya bırakıp arkama yaslandım ve gerildim. Diğer ders sınav vardı ve ben kesinlikle çalışmak istemiyordum. Zaten benim hayatım çok karışıktı, benim geçmişim bana yeterdi. Ne yapacaksam devletlerin geçmişini?

''Ay, vallahi istemiyorum'' dedim sıramdan kalkıp Vera'nın yanağına kısa bir öpücük kondurup. O da kahkahalar atarak gülüyordu.  ''Kantine gidiyorum ben, gülme. Zıkkımlanır gelirim.'' Ve daha sonra Arkın'a öpücük atıp sınıftan çıktım.

Kantinde tüm paramı çikolata ve kahveye harcadıktan sonra teneffüsümün son dakikalarını tuvalete girmek ile harcamaya karar verdim. Çünkü sınıfa girersem Vera ''Son bir tekrar yap bari Miniğim'' diye tutturur ve beni soru yağmuruna tutardı. Çalışınca bir bok olmuyordum, bari enerji harcamayayım işte, değil mi?

Tuvaletteki işimi hızla halledip çıktığımda boş koridora baktım kısık gözlerle. Zil yeni çalmış olmalıydı, yani öğretmen bir kaç dakika daha gelmeyecekti. Ve ben sınıfa gidersem Vera beni yıllık bir sözlüye tutardı. Kurban olduğumun her şeyine vardım da derse doymuştum ben ya!

Yangın merdiveninden en alt kata inip oturduğumda içimden sayıyordum. Bu dersin hocası hiç sekmeden 10 dakika geç geliyordu ve 10 dakika burada müzik dinlemek gayet cazip bir fikirdi. 

Tabii sevgilimin resmine bakarak.

*Anneciğim: Neredesin sen?

*Anneciğim: Zil çaldı. 

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin