13. Bölüm:

9.5K 211 15
                                    

Bölümün gecikişi için üzgünüüümmm

Uzatmayacağım zaten kısa bir şey. Evet, 400 kelime için falan beklediniz bu saate kadar hgfddsfcgvhbjn

Yarın uzun bir bölüm atarım. Şimdi güzel okumalarrr

Sizi seviyorum canlarııımmm ve gülümsemeyi unutmayııınnn


"Ne kadar da safmışım... Sen bana neredeyse hiç dönüp bakmamıştın bile."

-Stefan Zweig-


Huzurlu bir uykunun ardından uyandığımda boş odaya baktım bir kaç saniye. Kokusu hâlâ odadayken gözlerim onu arıyordu. Oda boştu. 

Üstüme uzun siyah hırkamı geçirip odadan çıktım. Evde ki sessizlik ilk defa canımı yakmıştı. Duvardaki saat çoktan 12'ye gelmişken mutfağa girdiğimde, tek kişilik kahvaltıyı görmemle duraksadım. Masadaki gördüğüm kağıdı aldım sıkıntıyla.

Kahvaltını yap. Çay demledim, soğumuşsa ısıt iç. Yemekten sonra da ilaçlarını içmeyi unutma Minik. Afiyet olsun. 

Bu içimi ısıtırken kendi kendime gülümsedim. Önce hazırladığı kahvaltıyı yedim, soğukta olsa çayı içtim. Isıtmaya üşenmemiştim, onun yaptığı gibi kalsın istemiştim. Daha sonra ilaçlarımı içtim. Düne göre gayet iyiydim. Arkın'ı arkadaşı olarak görmesi mi, bana bakması mı ya da yakınlaşmalarımız mı bugün bu kadar enerjik yapmıştı beni, bilmiyorum. 

Okul vakti geçtiği için geri odama döndüm. Yatağımı topladım ve üstümü değiştirdim. Hava hâlâ sıcaktı. Artık üşümüyor olmanın verdiği mutlulukla siyah sporcu atletimi giydim. Altıma da kısa siyah şortumu. Bunları yaparken aklıma Vera'nın beni giydirişi gelmişti ve farklı senaryolarda buna eşlik etmişti. 

Gülerek ayağıma gri ev terliklerimi geçirdim. Saçlarımı dağınık bir şekilde topuz yaptıktan sonra gidip akan burnumu sildim. Nalet olsun. 

Telefonumu ve kulaklığımı alıp mutfağa gittiğimde akşam için farklı planlarım vardı. Ama bunun için ne yapacağımı bulmam lazımdı. 

İnternetten tarif araştırırken bir taraftan müzik açmış ve hoparlöre bağlamıştım. Kulaklıkla iş yapmak zor olurdu çünkü. 

Hiç bir şey bulamadığımda sıkıntıyla ofladım. Ne yapabilirdim ki?

Aklıma gelen fikirle sınıf gurubundan Vera'nın numarasını buldum. Evde ki gri kupaları aldım ve güzelce fotoğraflarını çektim. Daha sonra ise Vera'ya attım.

*1 fotoğraf gönderdiniz.*

*Siz: Boşlar. Gelip doldurmak ister misin?

*Siz: Kupaları. Başka şeyleri değil. Ama istersen o'da olur. *göz kırpan emoji*

Çevrimiçi olduğunda gülümsedim. 

*Yazıyor... *

*Anneciğim: Bakıyorum da iyileşmişsin. 

*Siz: Sayende anneciğim. 

*Anneciğim: Güzelmiş... Yemeğini yedin mi? İlaçların?

*Siz: Yedim ve hepsini içtim. Önümde boş kupalarla seni bekliyorum. 

*Anneciğim: Ancak beklersin Minik. 

*Siz: Ama neden? *üzgün bakan emoji*

*Anneciğim: Veletlerle uğraşamam.

*Siz: Dün gayet de uğraşıyordun?

Mesajımı görmesini beklerken diğer mesajları okudum. Sınıf gurubundan ödevler hakkında, kız gurubundan sapır saçma konular hakkında ve Arkın'dan özür mesajları vardı. Ve dayım okula neden gelmediğimi sormuştu. Daha sonra hasta olduğumu öğrenmiş olacak ki çok kötü olursam ona söylemem gerektiğini yazmıştı. Kısaca teşekkür edip iyi olduğumu yazdıktan sonra Vera'dan gelen mesaja girdim.

*Anneciğim: Dündü. 

*Siz: Dönek. 

*Anneciğim: Ne alaka?

Mesajına cevap vermek yerine görüldü atıp çıktım. Aptal kafam, aptal heveslerim. Nasılda umutlandın hemen, aptal!

Bir kaç dakika sonra titreyen telefonuma gelen mesajlar ondandı. Panelden okurken yanlışlıkla mesajlara girdiğimde bir küfür ettim. Ama aynı zamanda kalbim rotasını şaşırmıştı gördüklerimle. Heyecanla alt dudağımı ısırdım 

*Anneciğim: Görüldü atan bir velet...

*Anneciğim: Sanırım kahveleri hazırlaman lazım.

*Anneciğim: En fazla 1 saate oradayım.

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin