1. bölüm:

59.1K 436 205
                                    


Şimdi kimse okumayacak ama alışkınım. Belki bir gün çoğalırız. Başları sıkıcı gelebilir ama emin olun çok güzell olacak. Beni, bizi bulmanız dileğiyle, tatlı okumalar. Gülümsemeyi unutmayın canlarııımmm :')

Bir de şuraya tarihleri alayıııımmm

"Oysa benim ruhumda savaş var. Durmadan ölüyor içimdeki insanlar..."

-William Shakespare-


Üstümdeki siyah - beyaz karolu eteğe garip bakışlar atarak gömleğimin üst iki düğmesi açık kalacak şekilde ilikledim. Kısa kollu gömleğimi eteğimin içine koyup biraz bollaştırdıktan sonra ellerimle hayali kırışıklıkları düzelttim. Kahverengi saçlarımı sıkı bir şekilde at kuyruğu yaptıktan sonra önden çıkan perçemlerimi düzleştirdim. Bıkkınlıkla bakan kahverengilerime gülümseyerek siyah kolluklarımı çektim dirseğime kadar. Bir şeyler eksik kalıyordu. 

Okulun gri ceketini de üstüme geçirdiğimde beyaz ayakkabılarımı uzak bir bakış atıp siyah botlarımı elime aldım. Siyah çantamı da sırtıma geçirdiğimde odamdan çıktım. 

Hızlandırılmış bir kahvaltıdan sonra koşarak evden çıktım. Lise son sınıfın ilk günüydü ve önceki okulumda ki talihsizliklerden dolayı geçtiğim özel okul beni oldukça geriyordu.

Kulaklıklarımı kulağıma taktıktan sonra zoraki girdiğim otobüste kendime rahat bir konum bulmaya çalıştım. Otobüs hep öğrencilerle doluydu ve boğucuydu. Boğulduğumu hissederken çalan müziğin sesini arttırdım.

Yaklaşık 40 dakika sonra kendimi dışarı atabildiğimde derin bir nefes aldım. Okula doğru yürürken Kaan Boşnak yolumun çabuk bitmesini sağlamıştı. En sonunda güvenlikten sınıfımın yerini zoraki öğrendikten sonra -ki bu sırada kalbim konuşurken resmen ağzımda atıyordu- okula girebilmiştim. 

2. kata çıktığımda bir süre etrafa bakındım. Saat tam 9.21'di ve ders başlamış olmalıydı. Üstelik tam 11 dakika önce...

İstanbul trafiğini hesaba katmadan evden çıktığım için kendime küfür ettim bir süre. Daha sonra stresle sınıfların önünden geçerken en sonunda gördüğüm 12 - D yazısıyla gülümsedim. şükürler olsun... 

Bu seferse kalbim sınıfa nasıl gireceğim diye çırpınmaya başladı. Tamam. Şu şekilde söyleyeyim; sınıfa sonradan girmek çok korkutucu bir durum değil mi? Herkes oturuyor, ders yapıyor ve birden kapıyı çalıyorsun. Sonra herkes sana  ''Bu geri zekâlı ne yapıyor?'' der gibi bakıyor ve sen stresle hocanın yanına gidip geç kaldığın için özür diliyorsun.. Üstelik ilk gününse hızlıca gidebileceğin bir sıranda olmuyor!

Korkuyla kapıyı çaldığımda alt dudağımı dişledim bir kaç saniye ve sakince kapıyı açtım. İşte kâbusum.. Tüm gözlerim üzerimdeyken utançla ve kalbimde ki çırpıntıyla sınıfa adımladığımda kafamı yere eğdim. ''Hoş geldin'' diyen neşeli sesle başımı kaldırdığımda hocanın gülümseyerek bana baktığını gördüm. Kapıyı kapatıp yanına geldiğimde zoraki ben de gülümsedim ve ''Merhaba hocam'' dedim. ''Geç kaldığım için çok özür dilerim. Kusura bakmayın.''

''Sorun değil'' dedi neşeyle. ''Sen Lâl olmalısın. Hoş geldin. Ben Handan. Bu seneki Matematik hocan benim ve aynı zamanda sınıf hocanızda olmaktayım. Çocuklar!'' 

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin