4. Bölüm:

19.3K 299 91
                                    

Bu kitabı sen okumazsan, o okumazsa, oy vermez ve yorum yapmazsa bu kitap nasıl keşfedilecek? CİNLERLE CİRİT ATİYORUZ RESMEN BURADA!!!!

Tatlı okumalaaaarrrrr

Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem.

-Fyodor Dostoyevski-

Üstüme siyah şort - pijama takımımı geçirdikten sonra saçlarımı özensizce topuz yaptım. Ama kimse inkar edemez, özendiğimde böyle dağınık topuz yapamam.

Kendimi rastgele bir şekilde yatağıma bıraktığımda yorgunlukla gözlerimi kapattım. Okulun ilk günü çok değişik ve yorucu geçmişti. 

Kızları mı daha güzeldi yoksa erkekleri mi daha yakışıklıydı bilememiştim. Kendime ne lezbiyen ne de heteroseksüel olarak hissediyordum. Biseksüel olmak da zordu.

Günün bitmesi için gözlerimi kapattım ve uykuyu bekledim.

Bir süre sonra zor da olsa kıvranışlarım arasında uyuya kalmıştım. 

***

Haftanın son günü, son dersteydik ve bedendi. Tüm hafta okula alışma süreci olarak geçmişti ve bu süreçte yalnız kalmak tercihimdi. Derslerde çakma bad girl'üm ile atışıyor, sözde onun olan yerlere gittiğimde iste ufak tartışmalar yapıyorduk. Arada da ona yürüyordum tabii...

Son ders gözüme kestirdiğim Rüya ile bakışıyordum. Kız lezbiyendi ve çok da güzeldi. Bir iki kere konuşmuştuk ve şu an önden bana yafşıyordu. 

Hayır, artık çekinmiyordum ve anksiyetem daha az kendini belli ediyordu. 

Uzattığı kağıdı aldım büyük bir keyifle.

Ups... Senin yüzünden şu son dakikalarda altım sızlıyor.. 

Alt dudağımı ısırdığımda kalemim kağıtla buluştu.

İstersen çare olabilirim. 

Kağıdı açtığında bana seksi bir bakış attı. Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi ve ısırdı. 

Kağıdı tekrar aldığımda ise memnuniyetle gülümsedim. 

Nasıl olacaksa, bekliyorum...

Derin bir nefes aldığımda elimi kaldırdım. ''Evet Lâl'' dedi adını öğrenemediğim felsefe hocası. ''Bir öne geçebilir miyim? Köşeden göremiyorum.''

Başını aşağı yukarı salladığında gülümsedim. ''Kalk bakalım, al gidiyorum.''

Bana ters bir bakış attığında Rüya'nın yanına oturdum ve gülümsedim. 

Elimi sol bacağına koydum ve daireler çizmeye başladım. Ona biraz daha yakınlaştığımda etrafa baktım kısaca. Herkes hoca ile etkinlik yapma derdindeydi ve tek bir topluluk olmuşlardı öğretmen masasının orada. Gülümsedim. Elim eteğinden içeri sızdığında derin bir nefes almıştı. 

Kulağına doğru eğildim. ''Sanırım şu an bile gelebilirsin bana.''

Başını aşağı yukarı salladığında elime gelen dantelin üzerinden klitorisini okşamaya başladım. Aradan parmaklarımı soktuğumda ıslaklığı daha belirgin hâle gelmişti. Göz kırptığımda önüme döndüm ve bir parmağımı içine doğru soktum. Kısık sesle inlediğinde alt dudağımı dişledim. ''Sessiz ol, yoksa yakalanırız.''

Nefes alış- verişleri derinleştiğinde biraz daha hızlandım. O sırada arka sıranın sertçe itilmesi ile elimi çektim şaşkınlıkla. Ayağa kalktı, gri gözleriyle düz bir bakış attı ve ''Sizi dinlemek zorunda mıyız?'' dedi. 

Tek kaşım havada ona baktığımda parmaklarımı ağzıma götürdüm ve yaladım. ''Bilmem'' dedim. 

Rüya'ya göz kırpıp yerimden kalktığımda topluluğun yanına gittim.

Niye bölmüştü şimdi ya... En sevdiğim sınıf fantezisiydi... 

***

Ders sona erdiğinde Rüya ile birlikte koridorda yürüyorduk. Çantamı iki omzuma da astığımda onu dinlemiyordum. ''Ne dersin?'' diye sorduğunda duraksadım. Ne sormuştu ki?

''Şey-''

O sırada gördüğüm arabayla özür dileyerek yanından ayrıldım. Adını bilmediğim şoför kapımı açtığında gülümseyerek yerleştim arkaya. Kulaklığı takıp büyük bir keyifle arabadaki yastığı arkama aldım ve rahatça yayıldım. Zaten ön taraf kapalıydı, bu yüzden şoför beni göremezdi. Yastıkları dayım benim için koydurmuştu. Ne kadar şoför istemediğimi söylesem de bu çok rahattı. 19 yaşımda olduğumdan kaynaklı kendi arabamı istiyordum ama her şeyle dayım o kadar meşguldü ki. Onu da kendim almak istiyordum. Lakin buna müsaade etmemişti ve bir iki haftaya arabamın kapımın önünde olacağını söylemişti. Geçen sene aldığım ehliyetimi biraz daha kullanmazsam, çöp olacaktı. 

Gülümseyerek Bağzıları'nın sesine kaptırdım kendimi. 

''Büsbütün kaybettim bana dokunmaaayın sakınn. Bunlarııın düzenine sokayııım.''

Şarkılar gelip geçerken camdan dışarısını izledim. Sıkıldım. Telefonumu kurcaladım ve en sonunda yorgunlukla evime vardım. Şoför gülümseyerek yanımdan ayrıldığında anahtarlarımla cebelleşiyordum.

Evime girdim, çantamı siyah L koltuğumun üstüne attım ve bedenimi odama götürdüm sürüyerek. Eteğimi çıkarttım, gömleğimi de. 

Sonra duşa girme kararı aldım.

Sıcak ve rahatlatıcı bir duşun ardından pijamalarımı giyip kendimi yatağa bıraktım ve ağrıyan karnımla gözlerimi kapattım. 

Karnım ağrıyordu, uyku tutmuyordu.

Bir de gözlerimi kapattığımda gri gözler esir alıyordu.

Bu olamazdı. 

Telefonumu öfkeyle elime aldığımda gözüme takılan ilk şey instagram'dan gelen bildirimdi.

*arbedekalpsiz_ Size mesaj göndermek istiyor.*

*arbedekalpsiz_: Haftaya kendine yeni sıra bulacaksın. Yoka eşyalarını yerden değil, çöpten toplarsın minik. 

Gülümseyerek hesabına girdiğimde gizliydi. Ama üstteki takip isteğiyle gülümsedim. Kabul edip geri takip attığımda mesaj isteğini de açtım. 

*lal_eflaz: Sorun yok. Sınıfa artı bir sıra getirtiriz, oraya geçersin. 

Takip isteğimi kabul ettiğinde profiline girdim. Toplam 18 gönderisi vardı. Paylaştığı hikâyeye baktığımda gülümsedim. 

Muhtemel viski olan şişeyi bulanık ve karanlıkça çekmiş, üstüne ise yabancı bir şarkı koymuştu. 

Gelen mesaja tıkladım. 

*arbedekalpsiz_: Ben mi?

*arbedekalpsiz_: Hayal dünyan çok geniş.

*lal_eflaz: Bu senin gördüğün ne ki? Sen hayal dünyası görmemişsin daha. 

*lal_eflaz: Gelirsen yatakta gösteririm. *göz kırpan emoji*

*arbedekalpsiz_ | Görüldü*

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin