40. Bölüm:

1.9K 50 3
                                    

Ben sözde geçen yayınlıyordum ama hepinize merhabaaa!!

Yaşadığımız felaketten sonra bölüm paylaşıp paylaşmamakta çok kararsız kaldım ama bir düzene sokmam gerekiyor gerçekten.

Öncelikle hepimize çok geçmiş olsun. Umarım en kısa sürede, en az zararla atlatacağız bu günleri. Deprem bölgelerine gönderilen yardımlarda katkıda bulunmaya çalışırken lütfen zarara yol açmayalım. Kıyafetler ve ihtiyaç eşyalarını sıfırdan yollamak hepimizin elinde değil ama olabildiğince deneyelim. 

Hepimize çok geçmiş olsun. Kayıplarımız var ve devam da edecek. Şimdi geçmedi ama geçeceği ümidiyle, geçmiş olsun.

Daha güzel yarınlarımız olur umarım...

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım. İyi okumalar!

***


"Defter aynı olduğu sürece yeni bir sayfa açmanın ne önemi var?"

-Tom Robbins-

(Vera'nın Anlatımıyla) 

Çalan zille hızla yerimden kalkmış, koşarak kapıyı açmıştım. Arkın'ı görmemle hızla ona sarılmam bir olmuştu. ''Nasıl'' dedim kısık bir sesle. ''İyi mi?''

Dünden beri Lâl'in yanındaydı. Ara ara beni aramış, o an için beni geçiştirmişti. İyi demişti. Ben neden hissedememiştim iyi olduğunu? 

''İyi, merak etme'' dedi bana sıkıca sarılırken. İçeri geçtiğimizde ''Neyi var?'' diye sordum. Sorum ile derin bir nefes almış, gülümsemişti. ''Sadece zamana ihtiyacı var.''

''Ne oldu?''

''İnan bende bilmiyorum Vera.''

''O zaman ne oluyor?'' Bağırmamla koltuğa oturmuş, başını ellerinin arasına almıştı. ''Gerçekten zamana ihtiyacı var. Dayısıyla da konuştum. Kötü bir ruh hâli içerisi-'' 

''Ya ne kötü ruh hâli? Ya biz birlikte sarılıp yattık. Ben öptüm onu, o beni öptü. Gülümsedik biz. Bir gece ya, bir gece! Sabahında her şey puf oldu Arkın, sabahında Lâl yoktu!'' Ellerimi tutup bana tekrar sarıldığında gözümden bir kaç damla yaş aktı. ''Ya ne oldu birden'' dedim kısık sesle. ''Biz iyiydik. Lâl iyiydi. Ne oldu birden?''

Bir masalın içerisindeymiş gibi, kötü sonu büyüyünce öğrenen çocuklar gibi hissediyordum. Her şey bir anda kaybolmuş, gerçekliğine kavuşmuş ve bir kâbusu andırıyordu. Onsuz olduğum her an felaketken, birden bire ne olmuştu? 

''Sadece'' dedi ondan ayrıldığımda. ''Bir şeyler yapması gerekiyordu.'' Kaşlarım çatıldığında gözyaşlarımı sildi şefkatle. ''İnan bana, hak vereceksin ona. Yapması gerekiyordu.''

''Neyi?''

''Gitmesi gerekiyordu Vera. O gece, gitmesi gerekiyordu. Bitti Vera''

''Anlamadım'' dedim sakince. Gözlerinden geçen ifadeleri tanımlayacak kelimelerim yoktu. ''Gitti'' dedi kısık bir sesle. 

''K-kim?''  Derin bir nefes aldı, beni kendisine çekti ve tekrar sarıldı.

''Bitti Vera. Lâl gitti.''

***

Derler ki, tuz basmadan iyileşmez yara. Çok acır, çok sızlar ama çok hissedersen uyuşur, sen hissetmezken de iyileşir. 

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin