49. Bölüm:

1.5K 46 8
                                    


Öncelikle özür dileyerek başlamak istiyorum çünkü bölüm istediğim kadar uzun olmadı. 

Sizinle ufak dertleşmek istiyorum.

Hepinizin sizi aşk hayatıyla sıkan arkadaşları vardır, aranızda bunu kınayanlar da vardır elbette. Ben onlardan birisiydim bu yüzden kınamayın arkadaşlar jhgsfdcgvbh

Bir süre önce sevdiğim ama zarar gördüğüm bir ilişkiden çıktım. Ve bir süre önce onun başkasını sevdiğini gördüm. Yani severek ayrıldığımızı sanarken, sadece toksik olduğumuzu fark ettim

Bir süre sevilmemiş olmamla, kendimle gelin güvey olmamla üzülmekle meşgul olduğumdan bölümler istediğim gibi gelemiyor. Acele edip saçmalamak da istemiyorum bu yüzden umarım beni anlarsınız.

Her şey dilediğiniz gibi olsun. Ve asla sevilmediğinizi bir an bile düşündüğünüz bir yerde durmayın. Hep sevilmeyi hak ediyorsunuz canlarım!

Ve şimdii,

İyi okumalar, oy vermeyi ve unutmayınız.




Hayatın bir yol olduğunu düşünüyorum hep, ömrümüz de bir yolculuk. Bu yolculuk süresince, karşımıza sayısız insanlar çıkacak. Bunların bir kısmı bizim için kurt olurken, bir kısmı da yurt olacak.

-Beyhan Budak-


Saat 10'u çoktan geçerken elime aldığım kitapta geçen bir cümleye bakakalmıştım. Elime aldığım kalemle içim acıya acıya altını çizdiğimde bir süre kitabı izlemiştim. ''Biz iki doğru çizginin kesişmesi gibi bir noktada bir anlığına buluştuk sonra kendi yollarımıza gitmek üzere ayrıldık.''

Hayatımıza giren onlarca insanla bir noktada buluşuyor, sonra gerek geride kalarak gerek geride bırakarak başka yollarda ayrılıyorduk. Ama birken, birbirinin yolunu çizen iki kişi gibi hissediyor; birbirine değerken ayrılamazmış gibi geliyor ve farklı yollar olduğunu gördüğümüzde ise tamamıyla kopuyorduk.

Kalkıp kitabı rafıma koydum ve aşağı indim. Annem ve dayım balkonda karşılıklı oturuyorlardı. Gülerek konuştukları sırada onları izlemiş ve telefonumu çıkartıp resimlerini çekmiştim. ''Bu ne keyif?'' Annem kahkaha atarken yanağını öpmüş ve o bana sarılırken mutlulukla karşılık vermiştim. ''Ay sorma'' dedi. ''Dayın küçükken yaptıklarını anlatıyordu. Ama bak şeyde eksiğin var, ben onu uslu yetiştiriyordum. Sana şımarıyordu!''

''Şımarır tabii'' dedi dayım gülerek. ''Sevdiğine şımarır insan. Kocaman kız oldu hâlâ şımarıyor.'' 

''Çünkü hâlâ çok seviyorum'' dedim. İkisi de gülerken dayıma ayağımın ucuyla teke atmış ve bardaktaki suyu bana boşaltmasına sebep olmuştum. ''Islandım!''

''Hava güzel'' dedi. ''Hiç bir şey olmaz sana merak etme. Ilık suydu altı üstü.'' belki ben üşümüştüm?

''Uğraşmayın birbirinizle.'' Annem ayağa kalktığında dayıma dil çıkartmış ve peşinden mutfağa kaçmıştım. ''Senin kızın uğraşıyor benimle!''

***

Sabah annemin beni kaldırmasıyla yüzümü yıkayıp üstümü değiştirmiştim. Beyaz gömlek modelindeki elbisemin iyi olduğuna kanaat getirip saçlarımı topuz yapmış ve aşağı inmiştim. Kahvaltıya oturduğumuzda dayım televizyon ile uğraşıyordu. ''Ne oldu?''

GÜLÜMSE | gxg (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin