Asla içime sinmedi, zaten çok kısa olmuş ama salayım da varlığım belli olsun jhagfvabhs
***
"Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun?"
-Antoine de Saint-Exupèry-
İnsan, yaşanmışlıklarıyla şekillenirdi ve bizi biz yapan, geçmişimizdi.
Şimdimin mimarı geçmişim, karşımda dikiliyordu.
Telefonu tutan elim titriyordu, kafamın içinde ve kalbimde kocaman bir deprem oluyordu ve gözlerim Vera'nın gri gözlerinde takılı kalmıştı.
Artık geçmiş, şimdimi yutacak kadar korkutucu geliyordu gözüme.
Onun çatık kaşları, telefondaki hışırtılar ve benim için donan zaman birbirine karıştığında yutkundum.
''Bu kadar şaşıracak ne var güzel kızım?'' Telefondaki ses şimdimin bir düğümüydü, bana fazlasıyla yabancı ve buna zıt şekilde tanıdık.
Dayım bu zamana kadar benim için her şey olmuştu. Bir baba, bir abi, bir dost, bir anne...
Şimdi onun olduğu tüm kalıplar yıkılıp, başka bir şekle bürünmüştü.
Babamın varlığını hiç sorgulamadığımı o an hatırladım.
''Lâl?'' Vera yanıma geldiğinde geriye doğru bir adım attım ve gözlerimi kapattım.
''İyi misin?'' Telefonu tutan elim yavaşça indi, aydınlanan ekrandaki kırmızı tuşa bastığımda kısık bir bip sesiyle telefon kapandı. ''İyiyim'' dedim gizlemek isteyerek. ''Sen neden uyandın?''
Sorgulayıcı bakışları kısılırken gözü telefona kaydı ve derin bir nefes aldı. Başını iki yana sallayıp tekrar bana baktığında yutkundum.
''Ne oldu miniğim?'' Yumuşacık sesinin ardından yanıma yaklaştı ve bir eli yüzümü kavradı. Gözlerim yavaşça kapanırken ağlamak istiyordum. İstediğim tek şey ona sarılıp sımsıkı ağlamak ve her şeyden uzaklaşmaktı.
Tüm maskelerim yüzümden soyulmuş gibi hissediyordum.
''Hiç bir şey'' dedim titreyen sesimle. Tüm şefkatiyle sol gözümden akan yaşı sildi ve hemen ardından onun dudaklarını hissettim.
Vera beni göz yaşlarımdan öptü.
''Ne olduğunu söyle hadi.'' Başımı iki yana salladım. Başımı göğsüne yasladım ve onun elleri saçlarımı okşarken dakikaları devirdik.
Annemin yanındaydı, beni biliyordu ve her şey bombok olmuştu.
Açıklamanın en kolay ve çirkin yoluydu bu.
Her şey bombok olmuştu.
***
Kaçıncı kez aradığımı bilmiyordum ama annem telefonu açmıyordu. Onun varlığı ne kadar tuhaf hissettirse de babamın varlığı beni korkutuyordu.
Ne olmuştu?
Dayımın güven veren bakışları dahi içimi rahatlatmıyordu.
Vera'nın ellerimi tutan elleri dahi içimdeki anlamsız hissi geçirmiyordu.
Gün aydınlanana kadar anneme ulaşmaya çalışmış, ama her seferinde telesekreterin sesiyle Vera'nın yanına dönmüştüm. Dayımı aradığımda her şey daha idrak edilebilir olmuştu benim için.
Balkonda, esen rüzgara inat Vera'nın sıcak bedenine sarılmıştım. Her şeyin geçmesini bekliyordum. Sanki 5 yaşında, anne ve babasının kavgasını seyretmiş bir çocuk gibi hissediyordum. Hiç bir şeyin anlamı yoktu ve sadece sarılmak istiyordum.
''Merak etme'' dedi dakikalar aşkın süren suskunluğu bozarak. ''Hiç bir şey olmayacak.'' Ne oluyordu ki? Hiç bir fikre sahip değildim.
''Cevap ver bana miniğim.'' Kafamı kaldırıp parlayan gözlerine baktığımda, endişeli bakışları kalbimi sızlatmıştı. ''Sadece'' dedim kısık bir sesle. Onun göğsünden kalkıp yanına oturdum sessizce. ''Bir şeyleri idrak edemiyorum. Sadece öylece durmak istiyorum. Anlayamıyorum.''
Çatık kaşları gevşerken yutkundu. Yüzümü ona çevirip eğildiğimde gülümsedim. ''Ama anladığım tek şey, ya da idrak ettiğim.. Sen çok güzelsin.''
Her ne olursa olsun, Vera vardı ve tüm hisleri aşabilirdi. Gözleri, her bir milimi benim için tek güzel şeydi. Ve yavşaklık, ne olursa olsun ona yapabileceğim tek şeydi.
Gülümsediğinde kalbimde farklı bir his peydahlandı. Yüzlerimiz arasındaki mesafe azalıp da dudakları dudaklarımı kavururken an yine kayboldu ve tüm dünya onun etrafında döndü.
Bir kez daha âşık oldum.
Hiç sonu gelmeyecek bir şefkatle öptüm güzel dudaklarını..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLÜMSE | gxg (+18)
Romance18 yaş altı bireyler için rahatsız edici içerik (küfür, argo, cinsel ögeler vb.) barındırmaktadır. Vera. Adını söylerken bile dilimin ucunda bir yangın başlıyor, oradan tüm bedenime ama en çok kalbime vuruyor. Ona her baktığımda kalbim, daha önce...