44• Tutsak

3.1K 291 277
                                    





19 bin kelime...
Dolayısıyla yazmak da, düzenlemek de iki üç günde olmuyor, maalesef.
Gecikmelerimiz bundan.
Affola 🙏🏻

Keyifli okumalar 🌸


Bölüm Şarkısı;
Müslüm Gürses-Nilüfer

〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗



Hani size, evde onun izini taşıyan her şeyi yok ettiğimi anlatmıştım ya? Aslında varlığını koruyan tek bir eşya kalmıştı.

Yatağım...

Ne atmaya gönlüm el verdi, ne de değiştirmeye. Hatta bir ara, en azından onun tenini süpüren yorganı ve teki artık boşa çıkan yastığı atmayı düşündüm. İnanmazsınız, bunu eyleme bile döktüm. Ama içine hepsini sokuşturduğum boyumdan büyük naylon çantayı çöp konteynırına taşıyıp atmaya kalktığım an çok tanıdık bir koku ellerimin gücünün çekilmesine neden oldu.

Yapamadım!

Her gece o yatakta uyudum. Her sabah o yağmur kokan yorgana sarılarak uyandım. Başımı huzurla koyduğum yastık da yıllardır onunkiydi. Çünkü o varken uyumak çok kolaydı. Fakat bu gece varlığı huzurumu benden söküp götürmüştü.

Kirpiklerimi birbirine bir an dahi kavuşturamadığım bir gecenin ardından gözlerimi tavana dikmiş, neredeyse 1 saattir bu halde yatakta uzanıyorum. Elbette tavandaki, taşındım taşınalı çağ dışı bulduğum ve özenle alçıdan yapılmış kıvrık motifli kartonpiyere bayıldığım için falan değil. İsmi lazım değil birinin, artık sadece ruhen değil, bedenen de tam yukarıda olması büyük bir etkendi. Şayet unutanlar varsa yeniden hatırlatayım, kendisi arsız bir insan olduğu için üst katıma gelip kuruldu!

Hadi taşınmak gibi büyük bir gaflette bulundun, bari apartman dairesinde yaşananın adabını öğren, değil mi? O koca ayaklarıyla evin içinde bıraktığı sesler gece yarısına kadar hiç durmamıştı. En nihayet saat 2'ye doğru yatak odasının zemininde sürüklenen bir şeylerden sonra sesi tamamen kesildi Allah'ın cezasının! İnşallah, evsiz ayyaşlar gibi kartonların üzerinde uyumak zorunda kalmıştır da beli ortadan ikiye bükülmüştür.

"Aptal!" diye bağırdım, yukarı doğru. "Neymiş efendim, parmağımda E harfi görmüş de o yüzden gitmeyecekmiş!" dedi, ağzımı büke büke. "Ne malum senin harfin olduğu ya? Belki ben en çok E harfini seviyorumdur! Hayret bir şey gerçekten!"

49Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin