2• Tesadüf

14.7K 732 797
                                    




Keyifli okumalar 🌸

〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗



Simli perdem yine gözlerime disko topu gibi ışıklar saçarken, dolanan yorgun kirpiklerimi araladım. Yine kabusların dört bir yanımı sardığı boğucu gecelerden bir tanesiydi. Fenası böyle gecelere bağışıklık kazanmıştım. Aydınlatamadığım karanlık sokak iki eliyle boğazıma çöküyordu ve ben defalarca kez o karanlıkta kayboluyordum. Bir canavarın parmak boğumlarına dökülen gözyaşım, içinde boğulacağım bir denizin ilk damlalarıydı...

Kabustan sıyrılan gözlerim resim çerçevemdeki ailemle çarpıştığında, günün ilk huzurunu içime sığdırıyordum. Anneannem "sabah uyandığında ilk kimi görürsen, yansıması bütün gün gözlerinde kalır" derdi. Sanırım bundandır ki; kimsenin yanında uyumam. Hele de bir erkeğin!

İşte bu da bir diğer kuralım...

Gecenin bir körü titreyen bacaklarımın üzerinde eve geldiğimde yere savurduğum çantama uzandım ve içine tıkıştırdığım fotoğraf makinemle, hemen arkasındaki parmak uçlarımı yakan küçük polaroid fotoğrafı elime aldım.

Gözbebeklerimde beliren yakıcı ifadeyi görmeme gerek bile yoktu, çünkü kalbimdeki sancının damarlarıma vuran yankısı o kadar büyüktü ki, acıyı göstermiyordum. Bizzat acının ta kendisiydim!

Sağ tarafımdaki komidinin çekmecesini gıcırtıyla açarken bile, kanım damarlarıma tırnak geçirerek çekiliyordu sanki. Baş ucumda acılarımın en büyük şahidiyle uyuyor olmam bile başlı başına bir delilikti.

Üzerinde parçalanmış bir kalp figürü bulunan siyah defterimi, içimde kustuğum siyah irinin bir parçasını daha taşıması için olduğu yerden çıkarıp çarşafımın üzerine yerleştirdim. Parmaklarımın arasında sıkı sıkı kavradığım minik fotoğraf, koynumdan çalınan hayallerimin kirli bir lekesi gibiydi. Gözlerim istemsizce defterin her sayfasında huzursuzlukla gezinmeye başladı. Açılan her sayfada beni, başka bir suret ve o suretlere gizlenmiş başka günahlar bekliyordu. Çalınan mutluluğumun bedeli olarak bir fotoğraf karesiyle, kale gibi korudukları gururlarını çalıyordum.

Doğru bir şey yaptığımı savunmuyorum. Zaten bunun doğru hiçbir yanı yok. Ama en azından, bir başka kadının daha hayatının benim gibi yerin dibine vurmayacak tek avuntum. Bana hayretle baktığınızı biliyorum, ama en azından, evet en azından bir kadını daha hayatında sandığı adamdan kurtarabildiğim için mutluydum...

"Böyle olmasını ben istemedim." Bu cümle her seferinde bir ayinin en kutsal mührü gibi dudaklarımdan süzülüyordu. Sırtımdan bir ip gibi ter damlaları süzülse de, içime dökülen damlalar kara bulutlar taşıyan yağmurlara aitti.

49Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin