45• Başlangıç Noktası

2.8K 297 365
                                    





Merhaba ☀️
Yavaş gittiğimin farkındayım ama 19bin kelime yazmak, onu defalarca kez kontrol etmek gerçekten kolay değil.
Ve Wattys yarışması...
Kazanamasak bile aday olmayı çok istiyordum.
Ancak değişen kurallar nedeniyle ortalık biraz karıştı.
Ya apar topar hızlandırılmış bir finalle hikayeyi tamamlayacaktım,
ya da ödülden vazgeçip olması gerektiği gibi gidecektim.
49'u seçtim ve ödülü feda ettim.
Maalesef, hiçbir zaman aday olamayacağım ama Duru ve Ege benim en değerli ödülüm.

Keyifli okumalar 🌸



Bölüm Şarkısı; Pinhani - Bilir O Beni



〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗



Bugüne kadar Yiğit'ten duymaya alışkın olduğunuz kükremeler var ya? Hepsini unutun!

Zira, kaynağı üç harfli olan birinden öyle bir ses yükseldi ki, Çin hükümeti ses bombası atıldı sandıysa yeri. Sadece bağırsa tamam, kulağını kapatırsın geçer. Gelin görün ki, devamındaki yarım saat boyunca hiç susmadan homurdanıp durdu. Bir de bana çok konuştuğumu söylüyorlardı. Utanırlar mıydı, sanmam...

Elinin tedavisini ise dert etmeme bile gerek kalmadı. Neden mi? Yumruk haline getirdiği elini bulduğu her yere çarptığı için sanıyorum ki, geriye el falan kalmamıştır.

"Vay efendim, bunu ondan nasıl saklarmışım? Benim işyerime gizemli bir not gönderilmiş ama ben işi gücü bırakıp ona olanları anlatacakmışım. Sen kimsin ya?! Bir diyin hele bana, kim ki bu adam hesap veriyorum?" diye bağırdım.

Pınar ağzına dayadığı viski şişesini çekerek "Sevgilin." dedi. İnanabiliyor musunuz? Bana! Bunu! Dedi! Neyse ki elinde sıkı sıkı tuttuğu şişe vardı da, bu şuursuzluğunu ona veriyordum.

"Arsız! Bir de tutmuş kolumdan 'yanımdan ayrılmayacaksın' diyor. Ya bana en büyük zararlar sen etrafımdayken geldi be!"

Ege'nin karşıma geçerek hesap sormasıyla başlayan ve benim ona çemkirmemle devam eden, akabinde de olaya hışımla dahil olan Selim'in Ege'yle karşılıklı olarak gerçekleştirdiği yumruk şova Yiğit ve diğerlerinin de dahil olmasıyla beraber ilerleyen gecenin sonunda, aa bir bakmışım, elimizde viski şişeleri benim evin balkonunda kızlarla içiyoruz.

"Ege bu işin peşini bırakmaz." dedi Merve. Kıvır kıvır yaptığı kafasında yanan keyifli parlak ışığı buradan dahi görebiliyordum. "Sana en başından, ona anlatman gerektiğini söyledim, değil mi? Bir şeyleri saklamaktan zevk alıyorsun, Duru. Hayır, bari yakalanmamayı becersen de içim yanmasa. Her defasında kıstırıyor bu adam seni."

"Ona mı kaldı beni yakalamak?" derken, dilime kadar uyuşturan ağır viski tadıyla doldum. "Onun bilmesini gerektiren bir şey olsaydı, söylerdim." Hayır, söylemezdim. "Benim hayatımla ilgili hiçbir detay onu ilgilendirmiyor artık. Karışamaz ki bana. Ayrıca Selim var zaten benimle! Polis adam! Polis! İşi gücü bıraktı yıllardır beni koruyor. Bak paşaya, bak! Neymiş, o dururken beni korumak Selim'e mi düşermiş?! Gayet de düşer, efendim! Madem bu kadar korumaya hevesliydin, o kadar sene nerde, kiminle, ne bok yiyordun diye sorarlar adama!"

49Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin