7• Ölümsüz

8.9K 640 741
                                    

Bu bölüm bir misafirimiz var.
Benim için hayattaki en değerli insan kendisi 🖤
O yüzden, ona iyi bakın.
Keyifli okumalar 🌸



〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〖 •••••••••••••••••• 📸 •••••••••••••••••• 〗



"49 demeni istiyorum!"

49...
Diyemem ki!
Bu lanet olası adamın, hayatımda yerleşik düzene geçtiğinin de farkındayım.
Hadi ben Ghost'tan vazgeçsem bile, Pınar'ı Görkem'den vazgeçirebilecek bir insan evladının dünyaya düştüğünü sanmıyorum. Yani demem o ki; bu adam bir şekilde karşımda olacak...
Ve ben, bir gün karşımda manitasıyla oturup benimle sohbet edecek bir adamı, cehennemden kopup gelen bir geceyle arkamda bırakamam.
Ben, ölümsüz bir cehennemin ölümlü bir meleğiyim...
Çünkü ona, o sayıyı verdiğim an yanında falan kalamam!

"Duruuu!"

Adımın, ilahi bir güç gibi kulağıma fısıldandığını duyuyorum.

"Heeey! Sırtım baya rahat galiba. Kalkasın yok hiç."

Ellerimin üzerinde, başka bir canlı yapıya ait sıcaklığı farketmemle, çıktığım astral seyahatten vatana mecburi dönüş yaptım.

"Ne var be?! Dalmışım. Ayrıca sırtın hiç konforlu falan değil! Kemiklerin yanağımı ağrıttı." dedim. Çünkü çemkirmezsem, dilimi arı falan sokardı.

"Bir dahaki sefer yastık döşerim. Kusura bakma."

Başımdaki kaskı çıkardığımda, daracık alanda sıkışıp kalan beynimin kan akışı yeniden sağlanmıştı.

"Rıfkı bu gece sana emanet, üç harfli. Yarın, arabayla gelip alırım." dedim. Kaskındaki açıklıktan görülen kısık gözlerine bakarsak, bana gülmekle meşguldü paşam. Bu aksiyonlu gecenin bir an evvel sonunu getirmek için apartmana doğru yürümeye başladım.

"Duru." diye seslendiğinde, görülecek son bir bakışımız daha varmış ki, başımı çevirdim. Parmak uçlarına sıkışmış bir kağıdı bana doğru uzatıyordu. "Burada numaram yazılı. Eğer yarın beni ararsan, sana Rıfkı'yı sağ salim getirebilirim."

Gözlerimin ve parmaklarımın tereddütlü kombinasyonu eşliğinde kağıdı avucumun arasına hapsediverdim.

"Ararım. İyi geceler."

Daha fazla anı, aramıza sokmadan koşturarak apartmandan içeri girdiğimde, avucumda hissettiğim ağırlık sanki bütün bedenimi aşağı doğru çekiyordu. Zemin kattaki asansöre kendimi attığımdaysa, kalbimde yüksek dozda bir çarpıntı vardı. Çantamın içindeki telefonumu alıp rehbere girdiğimde, kendi hayatıma bir kez daha dehşetle baktım. O an farkettim ki, beni aşağı çeken falan yoktu. Ben zaten dipteydim. Rehberde kayıtlı olan sadece 5 erkek vardı...

49Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin