0.3

9.6K 391 1.8K
                                    

Helloo yeni bir bölümle karşınızdayım :)

Hoş geldiniz bebeklerim nasılsınız?

Bölüm şarkısı: Play with Fire - Sam Tinnesz

Hatırlatma
Atalay'ı gördüğünde yüzünde oluşan gülümseme ile ''Bizde seni bekliyorduk.'' Dedi.
Tekrardan bakışları beni bulduğunda kulağıma eğilerek '' İşte şimdi oyunuma hoş geldin şaşkın ördek'' dedi.

•••

EE, yuh ne yani Atalay'ı mı çağırmış?

İç sesimin şaşkınlığı aynen bedenime yansımıştı. Evet Atalay'ın burada olması ve beni görmesi fazlasıyla zevk vermişti ama bunu Barkın'ın bilerek yapmış olması, ne kadar tehlikeli biri olduğunu bir kez daha gözler önüne sermişti.

Oturduğum yerde asla hareket kaygım olmadan oturmaya devam ederken Atalay bütün hırsıyla yanıma gelmiş ve ellerimi hiç de nazik olmayacak şekilde ipten kurtarmıştı.

Ellerimi ipten kurtarınca ayağa kalkıp yanına dikeleceğimi düşünüyor olmalıydı ki hala oturduğumu gördüğünde gözlerinden geçen şaşkınlığa şahit olduğumda keyiflendim.

''Ee hoş geldin Atalay.'' Kurduğum cümleden sonra sinirli bir şekilde gülmüştü.

Bu gülümseme bunların genlerden geliyor galiba.

''Sen buraya ne bok yemeye geldin?'' Kolumu tutup sıktığında ağzından dökülen kelimeler ile acıyan kolumu boş vererek gülümsedim.

''Akraba ziyareti diyelim, seninleyken tanışmak nasip olmadı bende gelip Barkın'ı bir göreyim dedim.''

''Aden.'' İsmim ağzından resmen ezilerek çıkmıştı. Kolumu bırakmaya niyetinin olmadığını beni çekiştirerek pistin ortasına getirmesinden anlamıştım.

Zeka desen var.

İç sesimin küçümsemesini önemsemeyi sonraya bırakmıştım çünkü Barkın Atalay'ın kolumdaki elini tutmuş ve kolumu elinden kurtarmıştı.

''Benim mekanımda olan bir kişiyi götürebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun Atalay Dinçer.''

''Bu kişi benim sevgilimse istediğim yerden, istediğim şekilde çıkartırım.'' Duyduğum cümleden sonra ''Eski'' diyerek ekleme yaptım.

Bana ters bakışlar attığında omuzlarım yukarı kalkmıştı ''Ne öyle ama ben senden ayrıldım farkındaysan.'' Cümlem bittiğinde dudaklarımı büzdüm.

Bir süre kimse konuşmadığında artık buradan tüymenin zamanı geldiğini anlamıştım.

''Oldu o zaman Behlül kaçar.'' Diyerek yanlarından uzaklaştım.

Birkaç adım daha atmıştım ki arkamı dönüp Barkın'a bakarak ''Oyunun rövanşını alırım.'' Dedim ve göz kırptım.

İçeriden çıktığımda hissettiğim ılık rüzgar sanki kışın ortasındaymışım gibi üşümeme sebep olmuştu.

Biraz yürüdüğümde yolumu aydınlatmaya yetmeyen ışıklar tamamen sönmüş ve her yer zifiri karanlık olmuştu. Telefonumu çıkartarak önümü aydınlatır umuduyla telefonumun flaşını yaktım ama bir işe yaraması sadece hayaldi ve öyle de kalmıştı.

Ürpermeme sebep olan köpek sesleri ise bu karanlıkta hiç yardımcı olmuyordu. Elimdeki telefonun titremesi ve flaşın kapanmasıyla odak noktam telefon ekranım olmuştu.

Ekranda olan Kocaman ve kırmızı PR harfleri titreyerek hareket ediyordu. Ne olduğunu anlamayarak kapama tuşuna defalarca bassam da ekran kapanmamıştı.

MASKE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin