1.1

3K 166 409
                                    




Helloo uzun bir aradan sonra yeni bir bölümle karşınızdayım bu kadar beklettiğim için lütfen kusura bakmayın.

Bebeklerim Porto Riko'ya tekrardan hoş geldiniz.

Hatırlatma ''İğrençsiniz biriniz kardeşim diğeriniz senelerimi verdiğim insansınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hatırlatma
''İğrençsiniz biriniz kardeşim diğeriniz senelerimi verdiğim insansınız. Hadi Sera'yı boş ver Atalay sen benim tedavi olduğumu, kabuslarımı biliyordun ve bunları gerçekleri bilmene rağmen yaşamama izin verdin. Tek hak ettiğiniz şey ölmek.'' Diyerek Atalay'ın kafasına silahı dayadım.
Kabuslarımdaki gibi birinin kafasına silah dayıyordum ama bu sefer karşımda babam yoktu.
Silahın ateşleme yerine bastığımda duyduğum tek ses Sera'dan gelen tiz bir çığlıktı.

•••

Oluşan Panik, yükselen sesler zaten yüksek olan keyfimin daha da artmasına sebep oluyordu. Herkes Atalay'ın kafasının dağılıp etrafa kanların yayılmasını beklerken o sadece ıslanmış ve oturduğu yerde psikolojik olarak gözlerini kapatmıştı.

Bu hareketi zaten yüzümde olan sırıtışı genişleterek kahkaha atmama neden olmuştu. Yanına biraz daha yaklaşarak kapalı olan gözlerine dokundum.

''Ölüm seni bu kadar erken bulmayacak.'' Dudaklarımdan dökülen kelimeler ile gözlerini açan Atalay'ın gözlerinden ne kadar korktuğu açıkça belli oluyordu.

Artık bu odada işim bitmişti değil mi? İstediğim mesajı vermiş, oyunu kendi istediğim gibi ilerletmiştim.

''Evet, Arkadaşlar oyunuma katıldığınız için teşekkür ederim. Oyun bittiğine göre artık bana müsaade.'' Diyerek odadan çıkmak için hareketlendim.

Beni durduran şey sandalyede oturmuş Atalay'ın halini sırıtarak izleyen Barkın olmuştu. Ona baktığımı hissetmiş gibi bana döndüğünde gözlerimiz birbiriyle buluştu.

Onun Atalay'a sunduğu gülüşü ona sunduğumda dudaklarımı oynattım.

''Sıra sende.'' Kelimeler dudaklarımdan döküldüğünde kuruyan dudaklarımı yaladım.
Duydukları dudaklarının tekrardan yukarı doğru kıvrılmasına sebep olsa da bir şey söylememiş sadece gözlerimin içine bakmıştı.

Odanın kapısından çıktığımda sanki sırtımda olan bütün yükleri odada bırakıp çıkmışım gibi bir rahatlama hissetmiştim.

Koridordaki sürekli değişen ışıklar ve muhtemelen önceden beyaz olan ama zamanla bütün temizliğini pisliğe bırakan duvardaki kapılar bedenimde buradan kurtulma isteği uyandırıyordu.

Dar olan koridordan hızlı bir şekilde kurtulup geniş alana çıktığımda bar kısmına ulaştım. Geldiğim yerde ciğerlerim derin bir nefes alma isteği ile dolup taşıyordu.

İçime derin bir nefes çeksemde ciğerlerim istediğini alamamış ve nefes alışverişim sıklaşmıştı.

Gerçek oksijene ihtiyacım olduğunu anladığımda barın çıkışına doğru ilerlemeye başladım.

MASKE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin