Helloo yeni bir bölümle karşınızdayım :)Hoş geldiniz bebeklerim nasılsınız?
Bölüm şarkısı: İçimde bir sıkıntı- Dolu kadehi ters tut
Hatırlatma
''Senden beklemezdim dersem yalan söylemiş olurum.'' Dediğinde yüzüne bakarak dibine girdim.
''Defol git evimden ve bu adamı da bulduğun yere at.'' Cümlem bittiğinde o da bana doğru adım attı.
''Sen ilk önce kameraya el salla, artık benimsin.''•••
Gerçek ile hayali, doğru ile yanlışı, beyaz ile siyahı karıştırdığında mı delirirdin yoksa karıştırmana rağmen hiçbir şey yokmuş gibi davrandığında mı?
Delirdim mi? onu bile bilmezken nasıl hiçbir şey yokmuş gibi davranabilirdim ki?
Bu düşüncelere kapılmamın sebebi taksicinin
'' Geldik, uyanmanı bekledim ama sen ağlıyordun.'' Diyerek beni uyandırması olmuştu.Şimdi ise bilgisayarın karşısında, elimde bir şarap ile babamın bana bıraktığı son konuşmasını izliyordum. Gerçi bu konuşmayı bile isteye yapmamıştı ve kardeşimle aynı ekranı paylaşıyordu.
Kardeşim ayakta yüzünde bir maske ile babamın zorla oturduğu sandalyenin başında duruyordu. Videonun başlarında kimseden ses çıkmıyordu ama ben o sessizliğin içerisinde kopan feryatları duyabiliyordum.
Yüzü gözükmeyen kardeşim Sera ve sandalyede yine yüzü gözükmeyen kafasında bir çuvalla oturan babam Demir Akay.
Çuvalın açılmasıyla babamın yüzünde oluşan o ifade hayatım boyunca unutamayacağım kadar içime işlemişti sanki.
Biliyordu, karşısındaki kişinin kızı olduğunu ve ölümünün onun elinden olacağından haberdardı, bilmiyorsa bile hissetmişti. Gerçi bu ihtimallerin hiçbir önemi yoktu çünkü Sera maskesini videonun devamında başından çıkartıyordu.
Gözlerindeki korku değildi. Sadece yanlış anlaşıldığı ve kendini açıklayamayacağı için acı çekiyordu. Bence birazda hayal kırıklığına sahipti.
Sera'nın konuştuğu yere gelmesem bile söyledikleri kulağımda çınlamaya başlamıştı. Ne demişti ''Senin artık ölmen gerekiyor Demir Akay, soyadını taşıdığım ve kızın olarak anıldığım için kendimden iğreniyorum ama hayatımdaki bu siyah lekeyi artık temizleyeceğim.''
Sözleri birebir onunla aynı anda söylediğimde gözümden bir damla göz yaşı çıplak bacağıma döküldü.
Evet ne zaman kötü ya da stresli bir gün geçirsem aynı kabusu görüyordum. Kişiler ve olaylar değişse de kurduğum cümle ve sonu asla değişmiyordu.
Yani sera'nın babamı öldürüşü ve onun kurduğu cümle değişmiyordu tek fark kabusta Sera değil bunları yapan bendim.
Bu rüya boyutları o kadar gerçekçi geliyordu ki rüya mı, gerçek mi? Ayırt edemiyordum. Takside de olan buydu işte uyumadığımı zannederken aslında uyumuştum.
Babam video oynamaya devam ederken ne demişti? '' Ben bir şey yapmadım ama beni aff-'' Cümlesini tamamlayamamıştı.
Porto Riko'da bir odanın içinde sırf oradaki insanların yalanlarına inandığı için babamı öldürmüştü.
Devamında ise odaya yaşlı bir adam girmiş babamın ölüp ölmediğini kontrol etmişti. Taktığı maskeden yüzü gözükmüyordu ama maskenin dışında kalan siyah beyaz karışık, kırlaşmış olan saçları onun genç olmadığını ele veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE +18
Teen FictionElleri bağlı olarak oturduğum sandalyede kulağıma eğilerek ''Eğleniyor musun?'' dedi. Söylediği şeyden sonra taktığı maskeden dolayı onu göremesem de kesik kesik çıkan nefesinin sesini duymuştum. ''Eğleneceksin güzel kız seni bu gece en çok ben eğle...