S.S. - 41.Bölüm

4.8K 170 74
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?

Keyifli okumalar.

🍓🍰

Bizimkilerin paylaştığı fotoğraflarda göz gezdirirken gelen DM ile duraksadım. DM kısmına girip isteklere baktım.

egearslan: Merhaba yengeciğim,

egearslan: Nasılsınız acaba?

Bu kim şimdi?

Profiline girip fotoğraflara baktım. Son paylaşımının altında Yaman'ı görünce kaşlarımı çattım. Rüzgar'ı etiketlemişti.

"Rüzgar?"

"Efendim Gamze'm?"

"Bu kim?" diyerek telefonunu gösterdim. Ona yaklaşarak ekrana baktım ben de. Profilden çıkıp gelen mesajları gösterdim. Rüzgar sabırla kendi telefonunu aldı. Merakla ne yapacağını izledim.

Rehbere girip bir kişiyi tıkladı ve aradı. "Ne için aradığımı biliyorsun, tabii ki açmazsın."

"Kim olduğunu söylesen mi?"

"Kardeşim."

Kaşlarımı kaldırarak telefonuma odaklandım yine ve fotoğrafları daha yakından inceledim. Benzemiyorlardı. Biri esmer, biri kumraldı.

"Hiç benzemiyorsunuz," dedim telefonu masaya bırakıp yanağımı avucuma yaslayarak.

"Ben anneme, Ege babama çekmiş. O yüzden olabilir."

"Rüzgar belki özel olacak ama babanla ilgili birkaç şey duydum grup üzerinden. Annen nerede peki?"

Yutkunduğunu görünce yanağımın içini ısırdım. Çeneme tüküreyim, yanlış soru sordum.

"Annem, ben on iki yaşındayken vefat etti."

"Allah rahmet eylesin."

"Âmin."

Durgunluğu sürerken başımı kaldırıp ona yaklaştım. Kollarımı boynuna sarıp başımı yana yatırarak yanağımı omzuna yasladım. Birkaç dakikanın ardından kollarını belime sardığında gülümsedim. Hafif bir iç çekiş duyduğumda kaşlarımı çattım ama daha sıkı sarıldım. Elimi saçlarına götürüp yavaşça okşadım. Belli ki yaralı bir çocukluğu vardı ve annesinin vefatı da yaralarına eklenmişti.

Dakikalar sonra kafeden ayrıldık. Yan yana yürümeye devam ettik. Rüzgar, hiç konuşmadan evimin olduğu yöne gidiyordu. Sanırım beni bırakıp sonra evine dönecekti.

"Yarın için heyecan var mı kaptan?" dedim ortamı neşelendirmek için.

"Sana sormak lazım. Elini umursamadan maçlara katıldığına göre."

"Bu konuyu ısıtıp ısıtıp önüme koymaktan ne zaman vazgeçeceksiniz acaba?"

"Elin tamamen iyileşene kadar," dedi burnuma fiske atarken. Sinirle eline vurdum. "Kimleri görüyorum, kimleri?"

Arkamı döndüm hızlıca. Yaman'ı görmemle başparmağımla damağımı kaldırdım. "Allah seni ne etmesin. Ödümü kopardın."

"Nasılsın yengelerin gülü?"

"Bana lakap takmazsan daha iyi olacağım küçük kıro."

Burnunu kıvırarak yanımıza geldi. Bir kolunu Rüzgar'ın, diğerini de benim omzuma atıp yürümeye başladığında bizi de peşinden sürükledi.

Saman Sarısı | Texting  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin