Merhaba,
Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Emir'in seansı bittiğinde onu hastanenin yakınlarında olan parka getirmiştik. Rüzgar Emir'i salıncakta sallarken bende diğer salıncağa oturmuştum.
Acıkmaya başlamam ile ayağa kalktım ve etrafa bakındım. Market görmem ile arkamı döndüm. "Bir şeyler alıp geleceğim."
"Gelelim seninle?"
"Eğlenin siz, karşı kaldırıma geçeceğim sadece."
Cevap beklemeden karşı kaldırıma ilerledim hızlıca. Markete girdiğimde cips, iki tane gazlı içecek, Emir için paket meyve suyu ve jelibon aldım. Elimdekileri kasaya koyduktan sonra bekledim.
Önümde bir kişi daha vardı sırada. Sıra bana geçtiğinde aldıklarımı poşetledim ve ödedim. Marketten çıktığımda kulağıma gelen yüksek sesli gülüş ile yolu karşıya geçtim.
Emir Rüzgar'ı elinden tutmuş kaydırağa zorla çıkarıyordu. Rüzgar ona itiraz etmeksizin Emir'i kucağına aldı ve kaldırarak kaydırağın tepesine çıkardı. Ardından kendi de çıktığında Emir Rüzgar'ın dizlerine oturdu.
Birlikte kaydıraktan kaydıklarında Emir el çırpmaya başladı. Bu görüntü içimi sıcacık etti bir ânda. Emir beni gördüğünde elini bana uzattı. Yanlarına giderek bal böceğimin yanağını öptüm.
"Bal böceğim, keyfin yerinde bakıyorum."
Hevesle başını salladı. "Rüzgar arabanın bagajında yere serebileceğimiz bir şeyler var mı?"
"Spor çantamın içinde olanlar dışında bir şey yok bagajda."
"O zaman biz kıyafetlerimizin kirleneceğini bile bile çimlere oturacağız bu bal böceği de hasta olmasın diye birimizin dizlerinde oturacak."
"Yer çekmesin? Hasta olursun."
"Bir şey olmaz. Alışığım ben, olmadı ceketimi sererim. Siz kayın biraz daha kaydıraktan bende piknik yerimizi hazırlayayım."
Emir bunu duyması ile ayağa kalktı ve Rüzgar'ı kendi çapında kaldırmaya çalıştı. Onlar tekrardan kaydırağın tepesine ilerlerken bende güneşten etkilenmemek için ağacın gölgesinin altında kalan çimenlik alanın üzerine ceketimi serdim. Rüzgar'ın da ceketini serdiğimde ikimizinde rahat oturabileceği yer olmuştu. Abur cubur paketlerini açtığımda ıslık çaldım.
"Gel bakalım küçük adam, ablan çağırıyor."
Rüzgar kaydırağın tepesinde durup üzerine atlayan Emir'i tuttuğunda birlikte buraya geldiler. Rüzgar yanıma oturduğunda Emir bu sefer uzattığım bacaklarımın üzerine oturdu. Sırtımızı ağacın gövdesine yasladığımızda cipsten yemeğe başladım.
"Bizimkileri de çağırsak mı? Aylardır sınava çalışmaktan doğru dürüst eğlencesine toplanamadık, hep ders çalışmak için toplandık."
"Olur güzelim."
Telefonumu cebimden çıkarıp telefonumu görmesi ile bana yaslanıp telefona bakmaya çalıştı Emir. Annem onun yaşı daha küçük olduğundan telefon ekranına bakmasına izin vermiyordu ve tabii televizyondan çizgi film izleme vakti sınırlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting
قصص عامةGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...