S.S. - 51. Bölüm

3.9K 149 62
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?

Keyifli okumalar.

🍓🍰

Rüzgar babasına hâlâ bir cevap vermezken destek olduğumu belirtmek adına elimde olan elini başparmağım ile okşadım. Başı hafifçe bana döndüğünde gülümsedim.

Derin bir nefes alarak babasına baktı. "Hoş geldin, keşke haber verseydin."

"Evime gelirken haber vermediğim için beni sorumlu tutamazsın bence."

Rüzgar cevap vermediğinde Ege cevap verdi. "Senin bu zamansız, habersiz geliş gidişlerine alışamadığımız için bizi suçlayamazsın baba."

"Ege! Benimle haddini bilerek konuş. Babanım ben senin."

"Ne zaman baba oldun sen bize? Ne zaman bize babalık yaptın da bize ahkam kesiyorsun?" diyerek sessizliğini bozdu Rüzgar. 

Ne yapacağımı bilemeyerek olduğum yerde durdum. Şimdi bir aile içi kavgaya şahit olmazdım, değil mi?

"Haddini bil Rüzgar. Bu yaşında babandan dayak yemek istemezsin değil mi? Hemde kız arkadaşının yanında."

Rüzgar elimi bırakarak babasına doğru yürüdüğünde endişe ile bir adım attım ama Ege kolumdan tutmuştu. Ona baktığımda dolu gözleri ile başını iki yana salladı.

Yutkunarak Rüzgar'a bakındım. Babasının tam karşısında durdu. "Senin bana, Ege'ye ve en önemlisi anneme yaşattıklarından sonra bu yaşımda bana dayak atman çok koymaz."

Babasının bu sözleri beklemediği belliydi. Rüzgar arkasını dönerek yanıma geldi ve bileğimden tutarak üst kata yönlendirdi. Peşinden giderek yukarıya çıktım bende. Koridorun sonunda olan odaya girdiğimizde çalışma masasının üzerinde olan kutuyu aldı.

Diğer eli ile elimi tuttuğunda yatağın kenarına oturduk.

Kutuyu uzattığında dizlerimin üzerine koydum ve kapağını kaldırdım. Dikkatimi ilk önce kar küresi çekti. Siyah, kare şeklinde ufak kutunun üzerinde olan kar küresiydi. Kar küresinin içinde yuvarlak bir kaktüs ve kaktüsün üzerinde açmış olan nar çiçeği renginde çiçekler vardı.

"Ama bu çok güzel," diye mırıldandım küreyi birkaç defa sallayıp süzülen karları izlerken.

Rüzgar'a saniyelik baktığımda dikkatlice beni izlediğini gördüm. Küreyi yanıma koyarak kutunun içerisinde olan kutuyu çıkarıp açtım.

Yok artık.

Masif ahşap kaideli bir plak. Dikkatlice elime aldım. Plak bir şarkıya aitse eğer hangi şarkı olduğunu biliyordum.

Bir şey olmaması için yeniden kutuya koydum onları ve kapağını kapattım. Son bir şey kalmıştı büyük kutunun içersinde. Defter benzeri bir şeydi. Açacağım sırada elimin üzerine kapanan el engel oldu.

"Bunları şimdi açma, olur mu? Yalnız kaldığını hissettiğinde, yanında eğer ben olamazsam açarsın."

"Neden öyle dedin ki şimdi?"

Saman Sarısı | Texting  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin