Merhaba,
Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Gözlerimi araladığımda birkaç saniye boyunca nerede olduğumu sorguladım kendi kendime. Rüzgar'ın odasında olduğumu fark ettiğimde doğruldum yattığım yerden.
Bedenimi esneterek gözlerimi ovaladım. Yolculuğun yorgunluğu ile uyuyakalmıştım ama şimdi gayet iyi hissediyordum. Uyku iyi gelmişti.
Odada bakışlarımı gezdirdiğimde valizimi görmem ike yataktan kalktım. Önce bozulan yatağı düzeltip valizimi yatağın üzerine koydum, tekerlekleri yatağın dışına gelecek şekilde.
İçinden siyah eşofman takımını aldım. Valizi kapatıp kenara alacağım sırada kapı tıklatılmış ve yavaşça açılmıstı. Rüzgar'dı. Beni uyanık görünce yanıma geldi.
"Günaydın Gamze'm."
"Günaydın Çagrı'm."
"Hadi üzerini değiştir, hep birlikte dışarıya çıkacağız
"Sınavlarına çalışman gerekmiyor mu?" diye sordum kollarımı boynuna sararken. Kollarını belime sardığında daha da yakınlaşmıştık.
"Sen uyurken biraz daha çalıştım, rahatım bügünlük."
"O zaman kabul edebilirim bu dışarıya çıkma teklifini."
"Bak sen," diyerek burnuma fiske attığında yüzümü buruşturdum. Pislik! Sinir olduğumu bile bile yapıyordu ve bunu yaparken zevk alıyordu.
"Hadi üzerini değiştir sen rahat rahat, banyo odanın tam karşısında olan kapı. Bilgin olsun."
"Tamam Çağrı'm," dedim yanağından öpüp geri çekilirken. Göz kırparak odadan çıktığında peşinden çıktım ve banyoya girdim. Dikdörtgen şeklinde bir duş kabini, hemen yanında klozet ve kapının olduğu tarafta lavabo tezgahı vardı.
İşlerimi halletikten sonra elimi yüzümü yıkadım azda olsa olan uyku sersemliğini üzerimden atmak için. Ardından banyodan çıkarak Rüzgar'ın odasına yöneldim. Üzerini değişmiş bir şekilde odasından çıkmıştı.
Odasına girdiğimde kapıyı kapattım ve valizden çıkardığım eşofmanları tekrar içine koyup içinden açık mavi, düz paça kot pantolon ile beyaz gömlek aldım. Üzerimdekileri çıkarıp onları giyindikten sonra çıkardıklarımı katlayıp valize koydum. Makyajımı yapıp getirdiğim tarak ile saçlarımı taradım ve at kuyruğu yaptım.
Son olarak gömleğin üzerine beyaz üzerinde siyah şeritler olan kazağımı giyindim. Gömleğin etekleri kazağın altından belli oluyordu, onları düzeltip düz durmasını sağladım ve gömleğin kollarını kazağın kollarının altından çıkarıp üzerine doğru katladım.
Valizin fermuarını çekip kenara koydum yatağın üzerinden alarak. Sırt çantamın içine koyduğum kol çantasını alıp eşyalarımı koydum içerisine. Ardından odadan çıktım. Koltukta oturan Rüzgar'ın yanına oturdum. "Ege'yi bekliyoruz sanırım?"
"Assolistler en son hazırlanırlar," dediğinde kıkırdadım ve uzattığı kolunun altına girdim.
"Seni çok özledim."
Kulağıma fısıldadığı sözler ile gülümsedim ve bende kulağına doğru fısıldadım. "Bende seni çok özledim."
"Ben geldim!"
Ege nihayet odasından çıktığında Rüzgar'ın gözlerini devirdiğini gördüm. Bunu fark eden Ege burun kıvırmıştı. Ayaga kalktığımızda hep birlikte ayakkabılarımızı ve montlarımızı giyinmiş evden çıkmıştık. Merdivenleri inip apartmandan çıktığımızda kalabalıklaşmış olan sokak ile şaşırmıştım.
"Önce nereye gidelim abi?"
"Dam meydanına gidelim ilk önce, zaten diğer gezilecek yerler çevresinde."
"Doğru. Ne kadarlık bir süre daha buradasın yenge?"
"Birkaç gün, tatil iki haftalık ama diğer haftasını Emir ile geçireceğime söz verdim."
"O birkaç gün bize sana buraları göstermek için yeter de artar bile, hadi gidelim," dedi coşkuyla koluma girip sokağın soluna doğru giderken. Ona ayak uydurarak yanında yürümeye başladım. Hep birlikte yürümeye başladığımızda tramvay durağında durmuştuk çok sürmeden.
Benim için bilet alınmıştı çünkü otobus kartım yoktu. İki durak sonrasında indiğimizde Dam meydanına doğru yürüdük. Fotoğraflarda gördüğümden daha büyüktü burası. Meydanda toplanan oldukça fazla güvercin vardı mesela, birkaç kişi de gösteri yapıyordu. Hatta birisi baloncuklar yaparak meydanı baloncuklar ile süslüyordu.
Ara sokaklardan birine girdiğimizde Rüzgar ve Ege tarafından kuşatılmıştım. İkiside beni kalabalıktan korumak ister gibi iki yanımda geziyordu. Sokaklarda daha da fazla ilerledikçe burnuma gelen alkol ve uyuşturucu kokusu beni gittikçe rahatsız etmeye başlamıştı.
İyi ki çok geçmeden ara sokaktan çıkmış ve meydana geri gelmiştik. "Bütün sokaklar burada meydana mı açılıyor?"
"Evet, bir nevi Eminönü gibi aslında. Buradaki her sokak buraya çıkıyor. Amsterdam'ın kalbi burada atıyor çünkü."
"Amsterdam'ın kalbinin burası olduğu çok belli, çünkü gördüğüm kadarıyla burada yerli halktan çok turistler var burada."
"Öyle."
"Hadi gelin, şu sokakta güzel sokak yemekleri yapan bir yer var. Oraya gidelim," diyen Ege'ye tek kaşım kalkarken baktım.
"Hemen yemek yerlerini keşfetmişiz bakıyorum?"
"Tabii yenge, yemek önemli. Lütfen yani," dediğinde saçlarını karıştırdım. Rüzgar ikimizini de kolları altına aldığında Ege'nin dediği yere dogru yürümeye başlamıştık.
Şimdiden bu geçen ayların özlemini gidermiş gibi hissediyordum. Yeniden hep birlikteydik ve bu birkaç gün içerisinde bolca ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkaracak gibiydik.
🍓🍰
Bölüm sonu.
Nasıl buldunuz yetmiş dokuzuncu bölümümüzü?
Bol Amsterdam'da geçen bir bölüm oldu. Bir sonraki bölümde yeniden bir zaman atlamamız olacak ve ufak bir spoiler vereceğim size bölüm hakkında; Rüzgar ve Gamze tekrardan bir arada olacak.
Bölümü yazarken arada finali de yazmaya çalışıyorum ve onda da baya ilerledim. Uzun bir final olacak normalde bölümleri 1000-1500 kelime arası yaparken finali eğer başarırsam 2500-3000 kelime arasında yazacağım çünkü istediğim son şeyleri yazabilmek için finali uzatmam gerekiyor.
Finalde görmek istediğiniz sahneler varsa buraya bırakabilirsiniz elimden geldiğince finale eklemeye çalışacağım.
Finalimize az kaldı ve şu anda 79.bölümdeyiz. Uzun bir maceranın sonuna yaklaşıyor gibiyiz ve bu buruk bir his veriyor bana. Finalimizi bu yüzden en güzel şekilde, hem sizin hemde benim içime sinecek şekilde yazmaya çalışacağım.
Finale son 3...
Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting
Ficção GeralGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...