Gözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum.
"Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?"
Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...
Nasılsınız? Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Bayram şekeri niyetinde bir bölümü yayınlamak istedim. Tekrardan hepinizin bayramını kutluyorum, nice mutlu, sağlıklı bayramlara inşallah.
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Rüzgar'la yan yana oturmuş, benim telefonumdan şeker patlatmaca oynuyorduk. Gruptan henüz mesaj gelmediği için oyuna devam ediyordum. Ancak seviyeyi geçemediğimden Rüzgar'dan yardım istemiştim.
"Kırmızı olanı yukarısındaki mavi şekerle değiştir," dedi.
Dediğini yapınca, şekerlerin altında bulunan iki parça jöleyi kırıp altına hapsolmuş ayıcığı kazanmıştık. Seviyeyi geçtiğimize dair mesaj geldiğinde, Rüzgar'a yumruğumu uzattım.
Yumruk tokuşturduğumuzda bir sonraki seviyeye geçtim. Şimdi 792. seviyeyi oynayacaktık. Allah bilir bu oyunda kaç seviye vardı.
"Abiciğim, yengeciğim?"
Başımı hızlıca çevirdim. Ege gelmişti. Karşımıza oturdu ve hızla elini bana uzattı. "Resmi olarak tanışmamıştık, ben Ege. Yanında oturan izbandut kılıklı herifin kardeşiyim."
"Senin ben..." Rüzgar'a baktığımda, küfrün devamını getirmemesi beni memnun etti. Yeniden Ege'ye dönüp elini sıktım.
"Ebrar."
"Ama senin adın hani Gamze'ydi?"
"İki ismim var ama Ebrar'ı tercih ediyorum."
"Anladım, Gamze ismi abime özel," diye sırıttı. Ancak bu uzun sürmedi; inleyip bacağını tutarak Rüzgar'a baktığında, Rüzgar'ın ona tekme attığını anladım.
Gülerek saate baktım. Dersin başlamasına yarım saat vardı. Bizimkiler şimdi buraya patır patır dökülürdü. Tahminimde yanılmadım, önce çiçeği burnunda çiftimiz Azra ve Kuzey geldi.
Kuzey ve Ege tanışırken Yaman da geldi. Yaman, Ege'ye huysuz bir bakış atıp Rüzgar'ın sol tarafına oturdu. Sonra Mine ve Oktay geldiğinde tek eksiğimiz Ceren kalmıştı.
Telefonumu alıp kızlarla olan grubumuza mesaj yazdım:
Ağlama duvarı
Siz: Ceren?
Siz: Dersin başlamasına az kaldı. Neredesin?
Başımı kaldırıp kızlara baktım. "Ne oluyor?" der gibi bir bakış attım. Dudaklarını büzüp omuz silktiler. Telefonum titrediğinde yeniden başımı eğdim.
Ceren: Ben bugün gelemeyeceğim.
Azra: İyi misin?
Mine: Hasta mı oldun yoksa?
Ceren: Elimin ağrısı gece çok arttı. Ağrı kesici fayda etmedi.
