Merhaba,
Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Uzun süreli bir sessizliğin sonrasında ona güç vermek için eğilerek yüzüne küçük öpücükler kondurdum. "Anlatmak istemiyorsam anlatma, Çağrı'm."
"Anlatacağım güzelim, iyiyim."
Dudaklarımı büzerek yeniden başımı başına yasladım. Bir şey söylemeden sessizce uzandık yatakta.
"Biz küçükken Ankara da kaldık, sonra buraya taşındık. Annem kalabalık yerleri sevmezdi, Gölbaşı'na yakın bir çiftlik evimiz vardı. Şehire uzaktık belki ama oranın havası öyle güzeldi ki oradan gitmek istemezdim her defasında. Cuma akşamı gider, pazar akşamı geri gelirdik."
Konuşmaya başlaması ile ona baksam bile kısa sürdü, gözlerimi kapattım hemen.
"Ege o zamanlar daha huysuz tabii. Ben ne kadar sakinsem o, o kadar huysuzdu. Annem söylerdi her zaman. Haftasonları oraya gittiğimizde annemle birlikte bahçeye çiçek dikerdik, sonrada veranda da oturup dinlenirdik. Yine öyle bir gündü, sessizce annemin göğsünde yatıyorduk. Birden bahçe kapısı açıldı, içeriye silahlı adamlar girdi.
Annemle özenerek diktiğimiz çiçeklere basarak yanımıza geldiler. İki kişi annemi yaka paça götürürken beni de aldılar. Sonra Ege'yi. İçeriye sürüklediklerinde bizi salonun ortasına attılar.
Sonra içeriye biri daha girdi, ikimizde anneme
sarılmıştık. Korkuyordum ama anneme ve Ege'ye belli etmemeye çalışıyordum. Çoçuk aklı. Saatler geçti; hava karardı, babam gelmedi."Yutkunarak devamında duyacaklarımı bekledim. Korkuyordum belki de duyacaklarımdan. Bu yüzden di belki de gözlerimi sıkı sıkı kapatışım.
"Birden Ege'yi aldılar bizden. Ne kadar vermemek için dirensem bile onlardaki güç ile bendeki güç kıyaslanamaz bile. Bu yüzden aldılar onu yanımızdan. Yanına gitmemize izin vermediler. Ege gözden kaybolana kadar sesini duymuştum ama sonra bir şey yaptılar ve susup kaldı. Sanırım bayıltmışlardı onu.
Ege içeriye görürüldükten sonra biri girdi eve. Adamı ben tanımıyordum ama annem tanıyordu sanırım. Onu görmesi ile zaten gerilen bedeni daha da kasılmıştı. Bir şey anlamayarak ona sıkıca sarılmaya devam ettim."
Sesi titremeye başlamıştı. Aklıma düşen ihtimaller ile yutkundum. Umarım düşündüğüm şey değildir başlarına gelen. Umarım...
Gözlerimi açarak saçlarını okşamaya devam ettim. Yumruğunu sıkmaya başladığını fark ettiğimde elimi üzerine kapattım ve parmaklarını açması için uğraştım. Sıkmaktan parmak boğumları beyazlaşmıştı.
"Annem ona korkuyla bakarken adam daha çok sırıttı. Annem ona karşı bir şey yapmadığında ben bağırmaya başladım. Kimsiniz, dedim daha çok sırıttı. Üzerimize gelmeye devam etti."
Olayın devamını anlamaya başladığımda dolan gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı. "Yanımıza yaklaşırken kemerini çıkardı. Ben ona tekme atmaya başladığımda iki adam beni tutmuş, engellemişlerdi. Bağırdım bu sefer, daha çok bağırdım. Annemin yanına gitti, annemin üzerinde olan hırkayı çıkardı önce-"
Eğilerek elimi dudaklarının üzerine bastırdım. "Çağrı'm, lütfen anlatma. Devam etme n'olursun!"
Elime düşen yaşları hissettiğimde dudağımı ısırdım. Elimin üzerine elini koyarak elimi çekti. "Anlatacağım Gamze, şimdi susarsam daha da anlatamam."
Başımı eğerek yüzümü saçlarına gömdüm. "O adam benim karşımda anneme dokundu. Annemin yalvarmalarına, ağlamalarına aldırış etmeden dokundu. O anneme dokunurken ben orada öylece bir şey yapmadan durdum. Çırpınmalarıma rağmen bırakmadılar kollarımı."
Kendimi sıktım hıçkırarak ağlamamak için, şu anda belki de yalnız olsam hıçkırarak ağlardım. Sevdiğim adamın yaşadıklarına, o böylesine acı çekerken hiçbir şey yapamayışıma ağlıyordum.
"Annem o günden sonra bizden gittikçe uzaklaştı. Ne bize dokunabiliyordu ne de biz ona dokunuyorduk. Babam anneme ve bize destek olmak yerine bizden daha da koptu. Bizi umursamıyor, geceleri eve gelmiyordu. Hatta bazen bütün gün eve gelmezdi. Ege'ye ben bakmaya başladım, annem kendini toparlayana kadar. O adam yüzünden annem kendi çocuklarına dokunamadı, babam o gün erken gelseydi annem bu o hâlde olmayacaktı.
Annem iki ay dayanabildi, iki ay sonra Ege'yi okula bırakıp geldiğimde annemi yatak odasında hareketsiz bir şekilde yatarken gördüm. Yanında ilaçlar vardı. Annem intihar etmişti, ben daha olayları atlatamazken annemin intiharı beni daha da yıkmıştı."
Titrek sesiyle kurduğu cümlelerden sonra kızarmış gözlerini bana çevirdi. Hıçkıra hıçkıra ağlarken kollarımı açtım. Anında kollarını belime dolayıp kafasını göğsüme yasladı. Küçücük bir çocuk gibi göğsüme sığındı.
"O iki ay içerisinde gördüğüm kâbuslar yetmiyormuş gibi artık her gece annemin o hâli gözümün önüne geliyordu. Babamın umrunda bile olmadı annemin intihar edişi. Babam bu düşüncesiz hâlleri artık beni öfkelendiriyordu. On iki yaşındaydım ben! On iki! On iki yaşında bir çocuk hiç öfke terapisi alır mı? Ben aldım. Terapilere gittiği yetmiyormuş gibi birde ilaç tedavisi almaya başladım.
Herkesi uzaklaştırdım kendimden, Ege hariç... Soğuk, öfkeli biri oldum. Öfke problemlerim daha da büyüdü, artık ilaç tedavisini ileri düzeyde görmeye başladım. Buzdan duvarlar ördüm, kendimi herkesten böyle uzaklaştırırım sandım. Hiç arkadaşım yoktu, Yaman geldi sonra. Ben onu ne kadar itsem de o benden gitmedi. Benimle arkadaş olmak için didinip durdu. Herkes benim bu hallerimden bıkıp gitti ama Yaman kaldı." Burukça tebessüm ettim.
Yaman...
"Liseye başlamadan buraya taşındık. Yaman ve ailesi de buraya taşındılar. Evlerimiz yakındı onlarla Ankara da. Babam yokken Yaman'ın annesi hep bizi çağırırdı yanına. Babam bizi apar topar buraya getirince onlarda geldiler."
Sesi gittikçe çatallaşırken onu kendimden uzaklaştırdım ve doğrularak kendime çektim yeniden. Başını göğsüme gömdüğümde hıçkırıkları arttı bir ânda. Kollarımı etrafına sarıp onunla birlikte ağlamaya başladım.
Nefes alma ihtiyacı ile başımı kaldırdığımda kapının yanında yaşlı gözler ile bizi izleyen Ege'yi gördüm. Tek kolumu kaldırarak onu çağırdığımda hızlıca yanımıza oturdu ve abisine sarıldı. Rüzgar irkilerek ona baktığında sarıldı kardeşine sıkıca.
Karşımda olan iki yaralı kardeşe gözlerim yaşlı bakarken ikisine birden sarıldım. Onların o yaralı kalplerini iyileştirmek için elimden gelenin fazlasını yapacaktım...
🍓🍰
Bölüm sonu.
Nasıl buldunuz altmış altıncı bölümümüzü?
30K 😍
Yazmakta zorlandığım bölümlerden biri oldu... Sizlere Rüzgar'ın yaşadıklarını aktarmak için oldukça zorladım kendimi. Başardım mı bilemiyorum, umarım sizlere aktarmışımdır duyguları.
Rüzgar'ın annesine olan düşkünlüğü... Babasına olan nefretinin ve öfke problenlerinin sebeplerini de öğrenmiş olduk.
Gamze'nin Rüzgar ile birlikte sanki o ânları yaşıyormuş gibi hissediyor, Rüzgar'a destek oluşuna ne diyorsunuz?
Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting
Ficción GeneralGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...