Merhaba,
Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Bol bol yorum yapmayı unutmayın, olur mu?
Keyifli okumalar.
🍓🍰
Merdivenlere ilerleyerek aşağıya ineceğim sırada aşağıya inen Rüzgar'ı gördüm. Beni gördüğünde yanıma geldi.
"Gamze'm, neden derste değilsin?"
"Okuldan çıkalım mı? Ders dinleyecek hâlim yok."
"Benim için sorun değil, devamsızlıklarım zaten sınırını aştı da senin devamsızlık hakkın yok."
"Rapor alırım."
Benim bu âni teklifimi hâlâ sorguluyordu. Kolundan tutup alt kata ilerledim. Revirin olduğu tarafa doğru onu tabiri caizse sürüklerken bana karşı koymaması işime gelmişti.
İçeriye gireceğim sırada kolumdan tutarak durdurdu beni ve çekerek duvara yasladı. Sol kolunu uzatıp elini duvarda yanıma koyduğunda yakınlığımız ile yutkundum.
Kaçmak için sağ tarafa yöneleceğim sırada sağ kolunu da uzatmıştı. Kaçacak yerim kalmayınca ister istemez tekardan yutkundum.
Yüzünü iyice yüzüme doğru yaklaştırdığında gözlerimi gözlerinden ayırmadım. "Niye yaklaşıyorsun bir ânda? Seri katil kılıklı."
Yüzünde sırıtma meydana geldiğinde tırsmadım değil.
"Belki de seri katilimdir."
"Eyvallah, öfke problemlerin var da beni seri katil olduğuna inandıramazsın ama biraz daha böyle bakıp bana yaklaşırsan inanırım."
"Etkileniyorsun değil mi? Belli etmemek için böyle davranıyorsun."
"Ne alakası var canım."
Yalan. Külliyen yalan ama bunu tabii ki de ona söylemeyeceğim.
Koridordan sesler duyduğumuzda geri çekildi. Bende doğrulurken çok sürmeden nöbetçi öğretmeni görmüştük.
"Ders saatinde ne işiniz var sizin koridorda?!"
"Kendimi pek iyi hissetmiyorumda revire geldim bu yüzden. Arkadaşım da bana eşlik ediyordu," dedim hemen aklıma gelen yalanı uydurarak.
İnanmışa benziyordu. Yanımızdan ayrıldığında Rüzgar'ı kolundan tuttugum gibi revire girdim. Zor bela rapor yazdırdıktan sonra onu teslim etmiş ve okuldan çıkmıştık. Güvenlikçi kulübesinde olmadığından Rüzgar da çıkmıştı.
Birlikte daha öncesinde gittiğimiz kitap kafeye gelmiştik. Rüzgar kahvelerimizi alırken bende annemi aramıştım. Emir'i çok merak ediyordum çünkü. Sabaha göre daha iyi olduğunu öğrenmem rahatlatmıştı beni.
Rüzgar elinde kahveler ile geldiğinde telefonumu masaya bıraktım. Kahveleri masaya koyup karşıma oturdu. "Hadi anlat, canını bir şey sıkmış belli."
"Akşam Emir rahatsızlandı, ateşi 39'a çıkmıştı. Hastaneye gittik bizde gece boyunca orada kaldık. Sabah eve geldik ve ister istemez fazla uyuyamadım. Ders yeni tarihçinindi. Uyumuyordum bile sadece gözlerim kapalıydı, laf söyledi hemen. Bende karşılığını verince sınıftan çıkmamı söyledi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saman Sarısı | Texting
General FictionGözlerini kırpmadan bana bakarken dudaklarımda yavaşça bir tebessüm oluştu. Bağdaş yaptığımız bacaklarımız birbirine değerken dayanamayıp konuştum. "Böyle susarak birbirimize bakmaya devam mı edeceğiz?" Dudağının kenarından başlayan gülümseme tüm du...