S.S. - 54.Bölüm

3.5K 134 67
                                    

Merhaba,

Nasılsınız? İyisinizdir inşallah. Yazdığım en hızlı bölüm oldu çünkü tablete aldığım klavyeyi denemek amaçlı yazayım dedim. Oy ve yorumlarınızı dört gözle bekliyorum.

Keyifli okumalar.

🍓🍰

Rüzgar'la bahçe salıncağında otururken bir şey demek istediğinin farkındaydım. Bir şey demek istiyor ama diyemiyordu.

"Hadi söyle," dedim dayanamayarak.

"Efendim?"

"Bir şey söylemek istiyorsun ama söyleyemiyorsun, söyle."

"Nasıl söyleyeceğimi keşke bende bilsem."

Başımı kaldırarak geri çekildim ve bağdaş kurdum tekrardan. Elimi yanağına koyarken başparmağım ile elmacık kemiğini okşadım.

"Babam," dedi ve sustu. Sessizce devamını bekledim. "Üniversiteyi yurtdışında okumamı istiyor."

Ne diyeceğim bilemedim bir ân. Yutkunarak devamını söylemesini bekledim. Çünkü hemen tepki veremezdim, zaten söylerken zorlanıyordu.

"Bana haber vermeden kaydımı yaptırmış, gidiş biletimi almış. Dün gece kavga ettik ama kararından dönmedi."

"Gidecek misin şimdi?"

"Gitmem gerekiyor, sanırım. Bugünkü kavga sırasında aslında sinirim babama yönelikti ama Mert'e patlamış oldum."

"Ayrı mı kalacağız yani?"

"Elimde olsa gitmemde mecbur bırakıyor beni. Ege'yi de benimle gönderecekmiş."

"Ama Ege için zor olmaz mı? Çünkü sen üniversiteye gideceksin ama o liseye oradan devam edecek."

"Anlamıyorum bende. Sınava kadar söylemek istemedim aslında sana ama sonra söylediğimde erken söylemediğm için kızarsın diye vazgeçtim."

"Evet, söylemeseydin kızardım. Şimdi sen sınava girmeyeceksin demek oluyor bu değil mi?"

"Girmeyeceğim ama bu demek değildir ki sana çalışmanda yardımcı olmayacağım."

"Hangi üniversite ve bölüme yazdırmış baban seni?"

"Amsterdam Üniversitesi, Uluslararası Hukuk."

"Amsterdam ve hukuk demek, desene ikimizide hukukçu olacağız."

"Aramızda fazlasıyla mesafe olacak."

Telefonumu cebimden çıkardım. Haritaya girdikten sonra Amsterdam ve buranın mesafesine baktım. Yok artık.

"2719 kilometre kadar bir mesafe," dedim telefon ekranını göstererek. Telefonu elimden alıp kapattı ve yanına koydu. Almak için hamle yapacağım sırada kendi ile beni de birlikte salıncağa yatırdı. Bedenimin yarısı onun üzerindeyken kolları ile sıkıca belimi tutuyordu.

Başımı göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım. İçim huzurla dolarken silik bır tebessüm belirdi dudaklarımda. Rüzgar'ın gidecek olduğu gerçeği bu mutluluğu gölgelerken şu anda olan huzurumuzu bozmamak için bir şey demedim. uzun uzun konuşacak vaktimiz olacaktı. Hem zaten gitmesine nereden baksak 6-7 ay vardı.

Saman Sarısı | Texting  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin