3.1

69.5K 4K 531
                                        

Medya- Kadir ve Serra ☺️

***

Cihangir Karadağ'dan:

Saat gecenin ikisiydi.

Kaldığım yerden çıkıp görev mekanına gelmiştim. Yaklaşık kırk sekiz saati geçkindir uyumuyordum ama uyku asla etkisini göstermiyordu.

Dik duruşumla diğer askerlere ayak uydurarak komutanın önünde hazır ola geçmiştim. Yaklaşık yirmi kişiydik. Az sonra gideceğimiz savaş alanı için son stratejik konuşmaları yapıyordu komutan.

"Asker!" diye bağırdı sert sesiyle. "Ne olursa olsun savaş alanını terk etmek yok! Ölüm gelip sizi alana kadar savaşacaksınız!"

Gür sesiyle bağıran komutana hep bir ağızdan, "Emredersiniz komutanım!" diye cevap verdiğimizde bağırmamız birkaç kez yankılandı çevrede.

"Şimdi!" dedi komutan bir iki adım öne gelerek. "Cihangir bombayı imha edene kadar vaktiniz var! Göreviniz Cihangir'i korumakla birlikte, terörist köpekleri etkisiz hale getirmek! Sonrasında alnımızın akıyla ayrılacağız oradan."

"Emredersiniz komutanım!"

En son komutan, "Rahat!" dedi ve herkes savaş alanına gitmek üzere zırhlı araçlara binmeye başladı. Çoğu kişi yerini almışken en son komutanın bana seslendiğini işittim. "Elini çabuk tut asker!"

"Emredersiniz komutanım!" dedim bu sefer tek başıma. Damarlarımdan akan adrenalinle ve kendimden emin bir şekilde arabaya ilerledim.

Yolculuklar genelde savaş meydanına giderken sessiz geçerdi. Ama bu sefer, "Ulan," dedi yanımdaki Mustafa. "Bugün ayrı bir kaşınıyor ellerim, hepsini bir güzel silkelim tamam mı?"

Birkaç gülüşme duyuldu. "Tabi lan," dedi karşımda oturan Fatih. "Yine Allah'ın izniyle zaferle ayrılacağız oradan."

"Abi," dedi bu sefer solumdaki Selim. "Abi vallahi ben biraz tırsıyorum ya." Herkesin yüzünde bir gülümseme oluştu. Herkes korkuyordu ama dile getirmiyordu. Selim en yenimiz olduğu için herkes onun toyluğuna veriyordu.

"Ne korkuyorsun lan?" dedi Mustafa. "Hepsini anasından doğduğuna pişman edeceğiz."

Selim kafasını salladı. Sonra dayanamadı ve bana döndü. "Abi çabuk imha edersin değil mi?"

Ben bir şey demeden Fatih, "Kardeşim sen hiç dert etme orasını. Cihangir için oyuncak bu iş."

"Abartma lan," dedim araya girerek. "Çok kolay sanki."

Aramızdaki son konuşmaları gerçekleştirdikten sonra sessizliğe gömüldük. En sonunda savaş alanına yakın yerde zırhlılar durunca herkes dualar ederek arabalardan indi ve koşar adımlarla mekana girdi.

Çok değil, yalnızca beş dakika içinde mermiler havada uçuşmaya başlamıştı. Ben ise üniformamın cebinden çıkardığım tespit aracıyla bomba var mı diye kontrol ediyordum. Her zaman olurdu, şuan için büyüklüğü önemliydi benim için.

İlerledim. Ortadaki büyük yapının içine girdikten sonra duyduğum adım sesleri beni yavaşlattı.

Tam sağa dönüp bir var mı diye bakacakken biri benden önce davrandı ve önüme geçerek o kısımdaki düşman askerini vurdu. Bir anda duyduğum silah sesi irkilmeme neden olsa da çabucak toparladım.

"Ananı avradını," dedi. Bu Mustafa'ydı. "Abi hareketimi gördün mü?"

Kısa bir baş sallamadan sonra tespit ettiğim bombanın yanına ilerledim. Mustafa arkamdaydı. Kulağındaki cihaza, "Bombayı bulduk yapının üst katına destek!" diye bağırdığını duydum.

O esnada eğilmiş bombayı inceliyordum. Üzerindeki saate göre yaklaşık yedi dakika içerisinde patlayacaktı. Tabi ben müdahale etmezsem.

Orta etkili bir bombaydı. Bu yapıyla beraber çevredeki elli metre içerisindeki her canlıyı parçalara ayırabilirdi. Soğukkanlılıkla yanımda getirdiğim alet çantasını çıkardım ve çözmeye başladım.

Her yerden kulağıma silah sesleri geliyordu. Yer yer bağırmalar ve haykırışlar da hakimdi çevrede.

"Abi ne kadar kaldı?" Sabırsızca konuşan Mustafa'ya aynı şekilde cevap verdim.

"Daha yeni oturdum ya oğlum başına! Bir sus, haber ver yapıyı korusunlar."

Emrimle Mustafa kulağındaki cihaza konuşmaya başladı.

Bu sürede bombayı açmayı ve kablolara ulaşmayı başarmıştım. Önümdeki dört renk kabloya baktım. Birini kesince imha işlemim bitecekti.

Dakikaya baktım. Dört dakikam kalmıştı.

Başka bir tespit aleti çıkardım ve kabloları taramaya başladım. Hangisi patlayıcıyı tutuyordu?

Sarıya bakarken arkamdan gelen silah sesiyle dehşetle arkama baktım. Kapının önüne yığılan bir terörist görmemle işime geri döndüm. Bizden biri olmadığı sürece endişelenmezdim.

Sarı değildi.

"Abi sayıları çok fazlaymış!" dedi Mustafa. "Zor savunuyor bizimkiler."

"Tamam, acele ediyorum!"

Mavi de değildi.

Silah sesleri daha çok artarken kırmızıyı kontrol ettim. İki dakikam kalmıştı. Bombanın üzerindeki sayaçtan gelen sürenin geriye aktığını belirten ses sinirimi bozuyordu her seferinde.

"Abi!" diye bağıran Mustafa'ya dönünce bir anda arkamızda duran iki şerefsizi görmeyi beklemiyordum.

Birkaç silah sesi havada patlarken ben de çoktan silahımı kavrayıp birini indirmiştim. Mustafa'ya edilen iki el ateşin ona gelmediğini görmek iyi olmuştu. Diğerini de o hallettiğinde, "İyi misin lan?" dedim.

Mustafa gülmeye başladı. "Abi çok iyi döndün he, vallahi deleceklerdi bizi yoksa."

"Ben ne diyorum sen ne diyorsun amına koyayım!" diye bağırdım adrenalinle.

Bombaya geri döndüğümde yalnızca elli iki saniyem vardı.

"Hadi," dedim dişlerimi sıkarak. Kırmızı olanı da tespit ederken asıl kablonun o olmadığını da anladım.

Yeşil olan, asıl kabloydu.

"Abi buldun mu?"

"Umarım bulmuşumdur."

Sayaça baktım. Otuz saniye kalmıştı.

Kesmek için gereken aleti elime aldım. Ya herkesi kurtaracaktım, ya da herkesin hayatına mâl olacaktım. Her defasında bu kısımda stres yaşıyordum.

Gözlerimi kapattım. Kadir'i düşündüm, annemi düşündüm. Her seferinde olduğu gibi.

Ama bu sefer ilk kez başkası da gelmişti gözlerimin önüne.

Su Peri'm.

"Allah'ım," dedim. "Lütfen."

"Abi hadi!" sesleri geldi arkamdan.

Yutkundum. Son on saniyem vardı. Göğsümü kabarttım, nefesimi tuttum.

Ve kabloyu kestim.

***

REKLAMLARRR MWJDKSHAHHQHAHSLFJELXJE

Aslında Cihangir'in ağzından bir savaş sahnesi yazmayacaktım. Ama onun da ne zorluklar içerisinde mesleğini yaptığını görmenizi istedim. Muhtemelen bir daha böyle bir sahne yazmam çünkü yazarken bile elim ayağım titredi wmjxjahajxmwjxl

Bir de hikayenin de en başında dediğim gibi, ben yüzde yüz bilgili değilim. Savaşlar böyle olmayabilir ama bu bir kurgu bebişlerim ;)

Beğendiniz mi? Yoksa gereksiz mi olmuş bu sahne?

İMHACI -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin