İMHACI -Texting-

2.6

Zeliha Acar'dan:

"Seni yere bakan yürek yakan!" Kekimden bir ısırık aldım. "Madem böyle huyların vardı bize niye göstermedin hayırsız!"

"Kızım vallahi o anda insana bir nur iniyor sanki," Çayından bir yudum aldı. "Vallahi çat çat konuştum kızın önünde dedim çüş bu laflar benden mi çıktı? "

Güldüm. "Alemsin he," dedim coşkulu bir şekilde. Sonra ses tonumun hüzünlü çıkmasına dikkat ederek, "Senin de başın bağlandı demek?" deyiverdim.

"Biraz öyle oldu, sonuna kadar hanımcıyız!" dedi ve gülmeye başladı. "Bu arada senin bu keklerinin muazzamlığı halis mi?"

Çayımı elime alıp ben de bir yudum aldım. "İçine sevgimden kattım kuzu."

"Iyh," dedi kinayeyle. "Annem gibi konuştun aynı."

Sırıttım. Kadir ile çoğu zaman kek yiyip çay içmek ve yanında sohbet etmek çok zevkli oluyordu. Gerçekten sohbeti saran bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıydım. Tek yakın dostum olmasına rağmen, o bana her zaman yetmişti.

"Peki Cihangir'in seni gaza getirmesi?" dedim şaşkın bir tonla. "Yemin ediyorum şimdiye kadar kendini öyle gaza getirse evliydik kesin."

Kadir kahkaha atmaya başladı. "Kanka abimle bir çocuğun olduğunu düşünsene," Gülmeye devam ederken zar zor tamamladı. "Çocuğa beşikteyken bomba imha dersleri veriyor falan."

Gülerken ona eşlik ettim. "Bak evlat, buna kırmızı kablo denir falan dediğini hayal ettim, of!"

Bir süre aynı espriyi devam ettirip gülmeye devam ettik. En sonunda gülmeyi kesip ciddileştuğimizde, "Harbiden," dedi Kadir. "Sizin bir çocuğunuz olsaydı ne kadar iyi olurdu. Çocuk doğuştan şanslı olur lan! Gen desen var, anne desen fizikçi, baba desen imhacı... Zeliş evlenip beni evlatlık alsanıza."

Ciddi devam eden konuşmasının son cümlesi beni yine gülümsetti. "Bilemiyorum," dedim. "Onunla şuan aramızda doğru düzgün bir şey yokken çocuk hayalleri kurmak çok uzak."

"Başlatma aranıza," diye yükseldi bir anda. "Adam durmadan telefonunu kontrol ediyor senden bir mesaj var mı diye. Sen anlattın elin yanınca nasıl endişelenmiş. Yani sana ilgisi olmayan biri neden böyle davransın salak?"

Bir süre sessiz kaldım ve sonra, "Galiba," dedim. "Mantıklı."

"Bu zeka bana fazla ya," diye konuştu. "Neyim ben insan sarrafı mı?"

Çayımın sonunu da içtikten sonra, "Valla ne olduğunu bilemem ama bu saatten sonra iyi bir sevgili ol," dedim ve saati gösterdim. "Ve randevuna geç kalma."

Kadir telaşla saate baktı. "Oha saat altı!" Ayaklandı hemen. "Ben kalkayım Zeliş'im, kek ve çay için çok teşekkür ederim."

Aceleyle ceketini giyerken güldüm. "Seni seviyorum kuzu, kendine iyi bak," Kapıya giderken, "Öptüm!" diye bağırdı.

Ve az sonra gitti.

***

Zeliha: Hellooooooo

Zeliha: