3.7

65.6K 3.4K 318
                                    

Bilgilendirme: Serra ve Ekin arasında yalnızca 5 yaş var. O yüzden konuşurken birbirlerinden çekinmiyorlar, buna göre okuyun kuzular <3

Serra Saygın'dan:

"Iyh," dediğini duydum Ekin'in. "Alt tarafı aylardır olduğu gibi işe gideceksin ne bu süslenme abla?"

Aynaya dikkatle bakarken rimelimi sürmeye başladım. "Birazdan Kadir gelip beni alacak," deyiverdim. "Sakın bir şey deme bak."

"Ay kıçımın kenarı," dediğini duydum. Dakikalardır başımda dikilmiş beni izliyordu. "O herif için mi bu kadar hazırlanıyorsun?"

"Sana ne Ekin!" dedim bakışlarımı ona çevirerek. Ardından yüzümü ona çevirdim. "Makyajım oldu mu baksana."

Bir süre yüzümü inceledi ve sonra omuzlarını silkti. "Bok gibi olmuş," dedi dudaklarını büzerek. "Sıçsam daha güzel olurdu."

"Terbiyesiz," diye söylendim çatık kaşlarımla. "Ne biçim konuşuyorsun benimle?" 

Yanıma oturdu. "Kusura bakmayın kraliçe Elizabeth," dedi kinayeyle. "Bir daha olmaz."

Dirseğimle koluna vurdum. Bazen beni gerçekten de sınıyordu. "Sus sen, daha konuşmadım seninle o dersi asmanı."

"Aslında o kadar güzel oldun ki," dedi ve saçlarıma dokunu. "Pü maşallah ya. Canım ablam."

Güldüm ve saçımdaki elini ittim. Annem ve babamdan daha çok ilgileniyordum Ekin ile. Bazen bir ablam olmasını gerçekten çok isterdim çünkü parasını yemek zevkli olurdu. 

"Yalaka," diye mırıldandım. O esnada çalan kapı ziliyle birlikte yerimden fırladım. Kapıyı açmadan Ekin'e gözlerimi kısarak baktım. "Sakın beni rezil etme, halı sahayı rüyanda görürsün yoksa bak." dedim dişlerimin arasından. 

"Abla götüme bez de bağlayayım mı?" dedi alayla. "Allah Allah sanırsın kraliyet prensi bu adam. Gıcık şey."

Ona aldırmadan üzerimi son kez düzeltip kapıyı açtım. Kapı açılınca gördüğüm yüzle beraber kalbim hızlandı. "Hoş geldin," dedim hemen. "Son birkaç işim kaldı, içeri gelsene."

"Hoş buldum," dedi Kadir ve yanağıma bir öpücük kondurup içeri geçti. Tam arkamı dönüp peşinden gidecektim ki Ekin'in huysuz bakışlarıyla karşılaştım. 

"Herife bak," dedi benim duyacağım şekilde. "Utanmasa vakumlayacak."

Gözlerimle sadece onun anlayacağı bir bakış gönderdim. O esnada Kadir, "N'aber kayınço?" diye sordu.

Ekin'in o anki yüz ifadesine gülmemek için kendimi zor tuttum. "Kayınço senin-" Bana baktı ve sustu. "İyiyim." dedi bıkkınca ardından.

Onları dinlerken içeri geçtim ve salonu düzenlemeye başladım. "Bana kayınço demesene," dediğini işittim o sırada Ekin'in. "Ablam belki seninle evlenmeyecek?"

"Çok kırılıyorum ama kayınçocuğum," dedi Kadir. "Ablanı bırakmam ben."

"Öyle de bir bırakırsın ki..." dediği sırada Ekin, yalandan bir şekilde öksürdüm. "Yani," dedi bu sefer. "Nasip bu işler enişteciğim, hiç belli olmaz."

Kadir güldü. O esnada ben de salonun işini halletmiş ve mutfağa geçip sabahtan kalan iki üç bulaşığı makineye atmıştım. Evimiz küçük olduğundan yanlarında olmasam da seslerini duyuyordum.

"Ee," dedi bu sefer Kadir. "Yok mu senin hayatında birileri?"

Dikkatle dinleyeceğim sırada, "Sana ne?" dedi Ekin. Bu çocuk neden böyle olmuştu ya? "Yok yani enişteciğim, sen senem diye derslere odaklanmak istiyorum." Zoraki nezaketi o kadar belliydi ki.

Yanlarına gittiğim sırada güldüm. "Kırarım kafanı," dedim ve saçlarını karıştırdım yanına gidip. "Bu sene çalışılacak o derslere."

"Hı hı," dedi alayla. "Sen bu avelle çıkıyorsun ben bir şey diyor muyum?"

"Avel mi?" dedi Kadir. Utançtan duvarı sırtlamak istiyordum şuan. "Sevdim bunu, kullanırım." deyince bir anda güldüm.

"Görüyor musun abla?" dedi bana bakıp. "Bunun devreler sağlam değil, hiç gözüm tutmadı benim bunu."

Ekin sussana evladım.

"Hadi o zaman," dedim bir anda Kadir'e bakarak. "Hadi çıkalım."

Ekin gözlerini devirirken, "Hayır yani alt tarafı işe gideceksiniz," dedi Kadir'e. "Eve gelip almalar falan. Hep şov!"

Ben bir şey demeden Kadir konuştu. "Ablanı etkilemem lazım işte sus."

Kadir'e bakıp kahkaha attım. "Ekstra bir çaba göstermene gerek yok bence."

Kadir muzipçe bana baktı. "Öyle mi dersin?" Gözlerine heyecanla baktım ve tebessüm ettim.

Tam bir şey diyecekken Ekin araya girdi. "Şimdi üzerinize kusacağım o olacak," dedi. "Hem yanımda ablamdan uzak dursana sen la."

Ekin sen Ankara'lı değilsin kendine gel.

Ekin'e delici bakışlarımı gönderirken Kadir, "Hele bir aşık ol sen," dedi gözlerini kısarak. "O zaman görürsün. Ayrıca ablandan da uzak durmuyorum bence iyi anlaşmalıyız kayınço."

Ekin güldü. "Aşık olmakmış," dedi alayla. "Hem benimle iyi anlaşmak için ablama güzel bir zam yapman lazım enişteciğim. Malum benim de işime gelir."

Kadir kahkaha atarken ben yüzümü onun koluna gömdüm. "Delirtecek bu çocuk beni."

"Deme kız öyle," dedi Kadir. "Seviyorum ben kayınçomu."

"Ben seni sevmiyorum ama." dedi Ekin. Şuan küçük bir çocuk gibi davranıyordu.

"Hadi gidelim," deyip arkamı döndüm. "Ekin kapıyı kilitlemeyi unutma sakın."

Kimse bir şey demeden evden çıktık. Kapıyı kapatmadan önce Ekin ikimize son bir bakış attı. "Iyh tencere kapak."

Sonra kapıyı yüzümüze kapattı.

"Onun kusuruna bakma," dedim Kadir'e dönüp. "Biraz kıskanıyor galiba."

"Anlıyorum," dedi Kadir ve yanağıma bir öpücük kondurdu.

Elini tutacağım esnada kapı açıldı. "Sizi duyuyorum," dedi. "Gidin bari az ötede öpüşün koklaşın!" Sonra kapıyı bir kez daha kapattı.

"Hadi gidelim," dedim bu sefer cidden ve Kadir'in arabasına ilerledik. O esnada Ekin'in kafası bu sefer pencereden çıktı. "Ablama dikkat et enişte bozuntusu, onu üzersen ben de seni üzerim ona göre he."

Başımı iki yana salladım. Ve bir şey demeden arabaya bindim.

"Cidden sana değer veriyor," dedi Kadir gülerek. "İyi anlaşacağız, inanıyorum ben."

"Umarım." dedim ve Kadir'in vitesteki elini tuttum. Bana bakıp güldükten sonra da arabayı çalıştırdı ve yola koyulduk.

Umarım bu ikili beni daha fazla delirtmezdi.

***

Merhaba ama Ekin çok tatlı???? NDJDKJXLSJXKWJX




İMHACI -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin