6.7

36.8K 2.5K 420
                                        

590K ❤️

Evet bugünün sorusu şu: En sevdiğiniz k-drama ne?

Benim Doom At Your Service 🤤

Abi başrolü çok yakışıklı değil mi dkjdlxjwlxjwkdienxle

***

Zeliha Acar Karadağ'dan:

Uzun zaman sonra cidden mutlu bir ruh halindeydim.

Başım göğüsündeydi, kalp atışlarını dinliyordum ve evimizdeydik. Koltukta göğüsüne yatarken başımın üzerine bir öpücük daha bıraktı.

Eve geldiğimizden beri süren sessizliği bozarak, "Neden peşimden bir sapık gibi beni takip ettin? İnsan bir seslenir İmhacı." dedim gülerek.

İçten bir gülümsemeyle, "Seni evden çıktığından beri takip ediyordum," deyince şaşırdım. "Sen garip bir şekilde çok sonra fark ettin beni güzelim."

Başımı kaldırıp ona bir bakış attım. "Sen neden öyle garip garip yürüyordun?" Telaşla koltukta oturur pozisyona geçtim. "Cihangir?"

Bana sorun yok der gibi baktıktan sonra, "Ufak bir yaralanma," dedi sadece ve koluyla omuzumdan tutup beni tekrar göğüsüne çekti. "Şimdi konuşmayalım bunları Zeliha, sadece seni hissetmek istiyorum güzel karım."

"Ya ama bacağın-" Bir şey dememe izin vermeden eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bir ayın verdiği ayrılık ve özlemle bu hareketi beni anında gözlerimi kapamaya itti. Ellerim yanaklarına çıkarken beni büyük bir özlemle ve tutkuyla öpmeye başladı.

Bu hissi özlemiştim.

Ayrıldığımızda nefes nefese bir şekilde, "Sen çok kötüsün," dedim. "Zihnimin işleyişini dondurdun şuan."

Gülümsedi ve bir şey söylemedi. O sırada ben de onu incelemeye başladım. Hafif sakalları vardı ve göz altları oldukça morarmıştı. Sanki gittiğinden beri doğru düzgün uyuyamamıştı bile. Zayıflamıştı ama kasları hala belirgindi. Sadece çok yıpranmıştı işte.

"Mustafa ve Fatih nasıllar?" diye sorma cesaretinde bulundum. Cihangir kafasını koltuğa yasladı.

"İkisi de perişan," dedi sessiz bir tınıyla. "Evlerine gitmeden önce Rana'yı ziyarete gittiler. O da mahvolmuş."

Cihangir'in anında gözleri dolmuştu. Onu bu halde görmeyi hiç sevmemiştim. Savaş her şekilde onları etkilemişti.

Bir şey diyemedim, şuan yapabileceğim tek şey ona sımsıkı sarılmak ve yanında olduğumu hissettirmekti.

"Sana küçüklüğümüzden bir şeyler anlatayım mı?" dedim bir anda.

Başını salladı sadece.

Yutkundum ve anlatmaya başladım.

Mayıs, 2005:

"Ya Kadir şu çeşmeyi kapat artık! Her yerin sırılsıklam oldu işte."

"Kızım işedim diyorum, foşur foşur işedim!" diye bağıran şapşal arkadaşıma baktım. "Eve böyle gidersem annem de beni foşur foşur azarlar."

Gülmemek için kendimi zor tutarken, "Aman iyi be," dedim. "Bari ben de kendimi ıslatayım, eve gidince çeşmede oynadık deriz."

"Sen kralsın kral."

"Ben bir kızım aptal," dedim küçüklük aklıyla. "Benden kral olmaz, kraliçe olur."

İMHACI -Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin