t // XXI

2K 155 40
                                    

Selamun Aleyküm,
nasılsınız okurcanlar? iyi misiniz?

az önceki bölümün kaldığı yerinden devamı, karışıklık olmasın.

iyi okumalar (:

×

"Neşeniz bol olsun kızlar. Ben sizi aşağı çağırayım. Siz gülün eğlenin." dedi sert bir şekilde Hülya Hoca.

Gülen yüzüm asılırken "Anlamadım hocam?" dedim ciddileşerek.

"İmzanız eksik ya ondan bahsediyorum."

"Yok hocam biz yeni geldik."

"Yeni mi geldiniz? Neredeydiniz bu saate kadar?"

"Kursumuz vardı ku-"

"Kurs biteli bir saatten fazla oldu."

"Evet hocam da za-"

"Ne evet hocamı?"

Derin bir nefes alıp "Hocam izin verirseniz açıklayacak Neşe." dedim sakince.

Hülya Hoca cümlemi kestirip atarak "Bir de laf yetiştiriyor ya." diye söylenmesi üzerine göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

Bu cümleden nefret ederdim ama bu hica bize takıktı. Tam anlamıyla takık.

"Kızlar geldiniz mi? Bende sizi yemekhaneye gönderecektim."

Yemekhane tarafından gelen Özlem Hoca'ya çevirdim bakışlarımı. Kurtarıcımız gelmişti çok şükür.

"Yeni teşrif ettiler Özlem Hocam. Kurstan gelmişler. Öyle diyorlar."

"Hocam izah ettirmiyo-" elini havaya kaldıran Hülya Hoca'yla lafını yarıda kesti Neşe.

"Bahane duymak istemiyorum."

"Hülya Hocam kızlar kurstan sonra kütüphanede çalışacaktı. İzin almışlardı benden. Oradan yeni gelmişlerdir." dedi Özlem Hoca olayı izah ederek.

Öylece duran Hülya Hoca önce Özlem Hoca'ya sonra da bize baktı.

"İyi peki. İmzalarını atıp girsinler içeri." dedi hala üstten konuşurken.

Hatasını kabul etmeyen insanlar niye bu kadar itici?

"Kızlar bu sabah yemekhaneye biraz erken gelin olur mu?"

"Tabi ki hocam da niye?"

"Fadime Hanım bir haftalık izinde. Sabahta Halime Hanım tek başına uğraşmasın olur mu?"

"Olur tabi ki hocam. Biz yardım ederiz."

"Size güvendiğim için soruyorum. Bu sizin nöbetçiliğiniz bittikten sonra da dahil olmak üzere, Fadime Hanım gelene kadar yemek servisinde çalışanlarımıza yardımcı olursunuz değil mi?"

"Bize güvendiyseniz güveninizi boşa çıkarmamaya çalışırız hocam."

"Ecrin'e sonuna kadar katılıyorum hocam."

"Teşekkürler kızlar. Şimdi çantalarınızı bırakın da bir yemekhaneye bakın. Halime Hanım'ın herhangi bir konuda yardımınıza ihtiyacı var mı diye?"

"Peki hocam." deyip merdivenlerin yanındaki ayakkabılığa çantalarımızı bırakıp yemekhaneye yöneldik.

"Yemekhane bu sene çok aktif hayatımızda."

"Ne yaparsın?"

"Maalesef, hiçbir şey."

Yemekhaneye girince "Aman Halime Sultan tamam gittim ben." diye konuşan birini duymamızla Neşe beni kolonun arkasına çekti ve "Sessiz ol biri var." dedi.

Fısıltıyla "Duyabiliyorum Neşe." diye kızdım.

Göz deviren Neşe "Tamam tamam neyse sus da dinleyelim." diyerek eliyle ağzımı kapattı.

"A deli oğlan. Bana yardıma kız öğrencilerden gelecek. Yine de teşekkür ederim."

"Öyle mi Halime Sultan? Kim geliyor peki yardıma?"

"Geçen yardım eden kızlar gelir herhalde."

"Hani taze fasulye servis eden kız mı? Bir de arkadaşı vardı onun. Nöbetçilermiş, onlar mı gelir yardıma?"

"Herhalde de niye sordun yavrum sen?"

"Hiç be Halime Sultan merak ettim. Mübarek gün geçmek bilmedi. Öğle yemeği de az gelmiş herhalde, acıktım. Zaman da geçmeyince konuşalım diye dedim."

"İyi yapmışsın evladım ama benim mutfağa inmem lazım."

"Öyle mi sen işine bak o zaman. Ben de gideyim. Bir ihtiyacın olursa Halil de. Gelirim hemen."

"Tamam evladım. Hadi görüşürüz."

Bir anda hareketlenen Neşe "Koş kız kim olduğunu görelim." diyerek kolumdan tutup çekiştirmeye başladı.

"Neşe çekiştirme!" diye söylensemde beni takmayan Neşe'nin önderliğinde yemekhanenin yemek dağıtılan bölümüne girdik.

"Halime Teyze'm yardıma geldik sana."

"Hoşgeldiniz Neşe kızım. Biz de Halil evladımla konuşuyorduk. Sağolsun yardım etmek istemiş de."

Halime Teyze'nin Halil diye hitap ettiği kişiye baktığımda okul çıkışı bana çarpan kişi olduğunu görmüştüm.

"Ne demek Halime Sultan. Neyse ben gideyim artık."

"Tamam evladım." diye cevap veren Halime Teyze bize dönüp "Kızlar bekleyin iki dakika hemen geliyorum ben." deyip mutfağın merdivenlerine doğru ilerledi.

O sırada da Halime Teyze'nin Halil dediği kişi bizi görünce telaşla yanımızdan ayrıldı ve erkek kapısınından geçip, gözden kayboldu.

İkisinin de gitmesini fırsat bilen Neşe kulağıma eğilip "Telaşını gördün mü? Kesin var bir şey bu Halil'de." diye fısıldadı.

Kafamı olumlu anlamda yukarı aşağı salladım ve "Bana da öyle gibi geldi de hadi bakalım." diye mırıldandım.

× yirminci birinci sonu ×

günün ikinci bölümü biter..

nasipte varsa bugün bir bölüm daha atmayı planlıyorum. yıldız toplamamıza yardım etmeyi ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın..

yeni bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın 💜

hoş kalın..

2️⃣2️⃣.7️⃣.2️⃣2️⃣ (:


tabildot // yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin