Selamun Aleyküm,
nasılsınız?spoi gibi olmasın ama sağ gösterip sol kroşe indiren bir bölüm sizlerle.. hadi siz okumaya geçin, ben de kaçayım..
detaylara dikkat etmeyi unutmayın.. (:
iyi okumalar..
×
Salona adım attığım an annem "Ecrin, sana olan güvenimizi boşa çıkardın!" diye bağırınca bakışlarım anneme döndü.
Sesindeki sinirin yansıdığı yüzüyle bakıştım bir süre. Hiçbir şey anlamazken "Anlamadım. Hangi konuda güveninizi boşa çıkardım." diye sordum.
"Demek anlamadın, o zaman bu ne!?" diye sinirle konuşan annemin elindekine çevirdim bakışlarımı.
Benim telefonumdu elindeki. İyi de annemde ne işi vardı ki?
"Telefon." dedim. "Benim telefonum." diye de ekledim.
Annemin yüzündeki sinir hâlâ gitmezken "Dalga mı geçiyorsun Ecrin?" diye sordu.
Annemin her cümlesinde yüzümdeki ciddi ifadenin arttığını hissediyordum.
"Bir şey mi oldu anne? Niye bu kadar kızgınsın?" diye merakla karışık korkuyla konuştum.
"Evet bir şey oldu, daha doğrusu olmuş. Hem de hiç olmaması gereken bir şey olmuş."
"Ne olmuş?"
Annem daha da sinirlenerek "Bir de soruyor musun Ecrin?" diye bağırınca bir adım geriledim ve "Evet." diye mırıldandım.
Hiçbir şey anlamadan anneme bakmaya devam ettim. Olmaması gereken ne olmuştu? Niye bu kadar sinirlenmişti ki annem?
"Tabildot kim?"
Annem Tabildot'u sormuştu. Biliyordu onu. Ama nasıl biliyordu? Nereden bilebiliyordu ki?
Sessizliğime karşılık daha sinirli bir sesle "Tabildot kim Ecrin?" diyerek sorusunu yineledi.
Annemin söylediği cümle karşısında başımdan ayaklarıma kadar uyuştuğumu hissettim. Anneme doğru bir adım atmak istemiştim ama yerimden kıpırdayamamıştım. Öylece annemin yüzüne baktım, cevap veremeden.
"Cevap ver kızım, kim bu Tabildot?" diye soran babama çevirdim bakışlarımı bu defa. Daha önce görmediğim ifadelere bürünen suratıyla bana bakıyordu.
Bakışlarında bazen hayal kırıklığı vardı, bazen öfke, bazen acıma...
"Baba." diyebildim yalnızca.
Geç kalmıştım. Ben söylemeden önce öğrenmişlerdi, yetişememiştim.
Tabildot'un başımı bela sokacağını biliyordum ama bu kadar değildi. Annemlere anlatacaktım ben o zaman kızacaklardı belki. Ama şimdi değildi.
Yerdeki gözlerimi sinirle bağıran anneme çevirdim.
"Niye susuyorsun Ecrin? Bilmiyorum, deme. Bilmediğin bir kişi sana ne diye mesaj atsın?"
Annemin haklılığı karşısında öylece durdum. Konuşma yetimi kaybetmiş gibiydim.
"Cevap ver!"
"Anne, mesaj attığı zaman engelliyorum zaten hesabını. O da yazmıyor bana." diye annemin duymasını umduğum sesimle konuştum.
"Mesaj atmıyor öyle mi? (?) gün yazmış sana, sen de cevap vermişsin." diyen annemin ardından babam sert sesiyle "Artık göz göre göre yalan söylemeye mi başladın?" deyince başımı önüme eğdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tabildot // yarı texting
Teen Fiction[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana kızmıştın. 05×× : 'Allah'ın yarattığı bir nimeti sevmemek benim ne haddime.' diye. 05×× : Hatırladın mı? 05×× : Dün annem bana 'Allah'ın ba...