Selamun Aleyküm,
nasılsınız okurcanlar? iyi misiniz?bölümü kontrol edemedim, yanlışım varsa affola (:
iyi okumalar.. (:
×
Ben elimdeki ufak çantayla, Neşe ise kocaman valiziyle yurdun bahçesinde durmuş, Faruk abiyi bekliyorduk.
Neşe sıkıldığını belli eden bir ses tonuyla "Abim niye hep geç hazırlanmak zorunda acaba?" diye konuştu.
"Bilmiyorum Neşe." deyip gözlerimi Neşe'nin koca valizine çevirdim.
"Abinin geç kalışını bırak da sen cevap ver, nasıl götüreceksin bu valizi eve?"
"İnan bana hiçbir fikrim yok. Herhalde durağa kadar sürükler, arabada da dinlenirim. Sonra da eve kadar sürükler, evde dinlenirim. Arada da abime sürükletirim. Ve eve gidince de mutlu son." diye tek nefesle konuşmasından ziyade hiçbir fikrim yok deyip tüm planı kafasında kurmuş olmasına gülümsedim.
"Bir de fikrin olsaydı ohoo." dedim gülmeye devam ederek.
Neşe'de cümleme gülüp gözlerini yurdun girişine çevirdi "Geliyor." dedi. Sonra da yüzünü asıp "-lar." diye ekledi.
Neşe'nin cümlesiyle hemen başımı erkek yurdunun girişine çevirdim. Erkek yurdundan çıkan dört kişi görmemle Neşe'ye dönüp "Hepsiyle beraber yürümeyeceğiz bu yolu değil mi?" diye sorarcasına konuştum.
"Durağa giden başka yol olmadığı için beraber yürüyeceğiz gibi duruyor."
Yanımıza gelen Faruk abi "Kızlar, bugün beyler de bizimle gelecek." dedi.
Neşe'yle birbirimize baktıktan sonra aynı anda "Tamam." dedik sakin bir ses tonuyla.
"Ya hemen karşı çıkmayın alt tarafı- bir dakika, siz tamam mı dediniz?"
"Gelsinler Faruk abi, bize ne?"
"Ağır abla, üzdün ama."
Göz devirmemek için kendimi zor tutarken "Sende sıktın artık Mehmet." dedim.
"Pardon." deyip sırıtan Mehmet'le göz devirip önüme döndüm ve ilerlemeye başladım.
Elimdeki çantayı geçirecektim yüzüne şimdi. Bir de hala sırıtıyordu.
Aniden aklıma gelen fikirle gülümsedim. Hepsi bir aradayken planı uygulayabilirdim. Hem yemekteki şansımdan daha fazlaydı.
Cebimden telefonumu çıkardığım zaman Neşe'nin bozuk yolda zar zor valizini çekiştirmeye çalıştığını fark edince şimdilik plandan vazgeçtim. Tam Neşe'ye yardım etmek için elimi uzatmıştım ki Mehmet benden önce davranıp valizin sapını tuttu.
Neşe Mehmet'in "Çekiştirme şu valizi, ver ben sürüklerim." cümlesinden sonra şaşkın bir ifadeyle Mehmet'e baktı.
Nisanur'un söylediği doğru muydu yoksa?
"Gerek yok, sağol."
"Ver işte, koca valizi götürmeye çalışıyorsun. Aynı yere gideceğiz."
"İyi peki, al."
Mehmet valizi eline alınca yüzünü buruşturdu ve "Ne var bunda?" diye sordu.
Neşe de keyifle sırıtıp "Merak etme, sadece birkaç ton kıyafet." dedi.
Mehmet "Ağırmış." deyip yüzünü biraz daha buruşturdu. Ve bu yüz ifadesi daha da gülmek istememe sebep oluyordu.
Yanaklarımı ısırdım ve gülmemeyi başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tabildot // yarı texting
Teen Fiction[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana kızmıştın. 05×× : 'Allah'ın yarattığı bir nimeti sevmemek benim ne haddime.' diye. 05×× : Hatırladın mı? 05×× : Dün annem bana 'Allah'ın ba...