t // XXXI

1.8K 143 70
                                    

Selamun Aleyküm,
nasılsın bakalım okurcan?

kadro çok sakinmiş gibi yeni biri daha katılıyor aramıza. bi' hayırlı olsun alırım sfhqssnplm

iyi okumalar (:

×

Neşe'nin "Nisanur sana ne dedi?" sorusu daldığım düşünce denizinden sıyrılmamı sağlarken Neşe'ye döndüm ve "Anlattım ya." dedim.

İnanmayan bakışlarla bana baktı "Anlattıkların haricindeki olan olaydan bahsediyorum Ecrin." diye konuştu Neşe.

"Başka ne olmuş olabilir?"

"Ecrin, Nisanur sana bir şey söyledi ve sen önce Selim'e sonra da İlayda'ya baktın. Ardından da yüzün düştü." diye konuşan Neşe'ye şaşkın bakışlar atarken "Bir dakika!" diye yüksek sesle konuştuğunda hemen ağzını kapattım.

"Sessiz ol!" dememin üstüne sessiz bir şekilde "İlayda'nın Selim'den hoşlanıyor olması seni neden üzdü Ecrin?" dedi.

"Üzmedi ki. Neden üzsün? Sadece İlayda'nın bize anlatmaması biraz moralimi bozdu diyebiliriz. Bize güvenmiyor mu diye düşündüm." dedikten sonra "İyi de sen nereden anladın?" diye sordum.

"Bak tatlım, bir ortamda ki en tehlikeli kişi gözlemci olandır ve o kişi de ben oluyorum."

"Neşe, senden cidden korkmaya başladım."

"İyi yaparsın bebek!" diyen Neşe'ye "Sen İlayda'yla çok takılıyorsun galiba bu sıralar, kızın kelimelerini bile kullanıyorsun." dedim.

Neşe'de "Evet ya." deyip gülümsedi.

Kısa süreli konuşmamızın ardından yolculuğumuz bitmiş, sıra halinde otobüsten inmiştik.

Bizim mahallenin girişindeki parka gelmiştik ki birinin "Faruk?" diye seslenmesiyle bakışlar seslenen kişiye dönmüştü.

Faruk abi şaşkın bakışlarıyla kendisine seslenen kişiye bakarken "Umut?" diye sorarcasına konuştu.

Umut diye hitap ettiği kişi yanımıza geldiğinde "Görüşmeyeli iyi gözüküyorsun." dedi gülümsemesiyle.

Sahte bir gülüş sergileyen Mehmet'in "Öyle, yaklaşık iki saat önceki gibi." cümlesini duymamazlıktan gelen Umut, Neşe'ye döndü ve "Neşe sen nasılsın?" diye sordu.

"Sağol, iyiyim." cevabından sonra bakışları Mehmet ve Selim'e döndü. "Siz de iyi görünüyorsunuz gençler." dedi nasılsınız bile demeden.

Aralarında bir gerginlik vardı galiba.

Bakışları beni bulan Umut "Ecrin?" diye beklentiyle konuştu.

Karşımdaki yabancı yüze bakıp "Tanıyamadım?" dedim.

Bunun üstüne Umut'un yüzü düşer gibi olsa da hemen toparlandı ve "Normaldir, ailevi nedenlerden dolayı küçükken buralardan gitmek zorunda kalmıştık." dedi.

Yine de hatırlamamam garipti. Hiç mi bir araya gelmemiştik?

"Hatırlayamadım, kusura bakmayın." desem de içim pek ısınmamıştı.

tabildot // yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin