t // XXIV

2.1K 164 28
                                    

Selamun Aleyküm,

size dediğim gibi sürprizim ile geldim. sakın ha 'sürpriz bu muydu?' demeyin bozuşuruz şhüfheh

en uzun bölüm madalyasını bu bölümün boynuna takıp, gidiyorum. hadi siz okumaya geçin ben sizi tutmayayım..

Hepinize iyi okumalar.. (:

×

Ecrin.

Adı güzel, anlamı güzel, gülümsemesi her şeyden güzel kalbimin en kuytu köşesi...

Çocukluğum Ecrin ile oynayabileceğimiz oyunları hayal etmekle geçti. Evcilik oynarken o anne olacaktı, ben de baba. O oyundan yemek yapacaktı ben de onun oyundan yaptığı yemeği yiyip çok sevecektim.

Oynadığımız saklambaç oyununda onu hiç sobelemeyecektim, yakalambaçta asla yakalayıp ebe yapmayacaktım ya da yakartopta vurmayacaktım gibi gibi...

Ama hiç birini tam anlamıyla yapamadım.

Ecrin genelde Neşe'yle, mahalledeki diğer kızlarla oynardı. Oynadığı tek erkek de Faruk'tu.

Hep Faruk'un yerinde olup Ecrin ile oynamak isterdim ama tabi ki böyle bir şey mümkün olmazdı. Zaten utangaç biri olduğum için gidip konuşamazdım, öylece izlerdim onların oyunlarını.

Onlar birlikte oynayarak, bende onları izleyerek uzun zamanlar geçti. Şimdi ne onlar oynuyordu ne de ben onları izliyordum. Büyümüştük artık oynanacak oyun kalmamıştı.

Onlar oyun oynamayınca da benim izleyecek bir oyunum kalmamıştı.

Evet, benim için onları izlemek bir oyundu. Onlar gülerken ben de gülerdim. Biri düşüp canını yaktığı zaman benim de canım yanardı. Onların haberi yoktu belki ama benim en iyi arkadaşlarım onlardı. Her daim de öyle kalmışlardı. Ecrin hariç...

İlkokul bitip de beşinci sınıf öğrencisi olunca her şey değişmişti. Hayatıma 'ders' girmişti ve ders çalıştığım zamanlar Ecrin'i düşünmediğimi fark ettim.

Bu yüzden kendimi çoğunlukla derslere verdim.

İşte Ecrin'in hayatıma kattığı en güzel ikinci şey buydu. Benim başarılı bir ögrenci olmam... Bu konuda bana en büyük katkı sağlayan kişiydi.

Her ne kadar çalışkan bir öğrenci olmama sevinseler de devamlı ders çalışmam annemleri biraz endişelendirmişti. Hiç arkadaşım yoktu çünkü.

Annemin endişeleri devam ederken, arkadaş edinebilmem için beni Farukların evine götürmesiyle yine sevginin ne demek olduğunu bilmeyen kalbime Ecrin gelip yerleşmişti.

Hep bir arada oldukları için Ecrin o gün de oradaydı. Ve ben yine sessizce bir köşeye oturmuş onları izliyordum. Onlar da evcilik oynuyordu.

"Ama Neşe bende anne olayım biraz. Hep sen anne oluyorsun!"

"Banane yaa."

"Neşe ben de yoruldum artık baba olmaktan. Hem bak orada oturan arkadaşta bizimle oynasın."

"Evet, sende bizimle oyna. Oturma öyle yalnız başına." diye beni çağırmıştı Ecrin.

tabildot // yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin