t // XLIV

1.5K 126 32
                                    

Selamun Aleyküm,
nasılsınız okurcanlar?

karşınızda upuzuuuun bir bölüm var ve sizleri bekliyor.. (en uzun bölüm oldu, ben şok ben iptal..)

yıldız toplamamıza yardım ettiyseniz buyurun okumaya. bu upuzuun bölümün satırlarında yorumlarınızı görmek beni mutlu eder (:

iyi okumalar..

×

Annemle babamın akşamki konuşmalarını duymamış gibi yüzümdeki gülümsemeyle salona girerken "Hayırlı sabahlar mükemmel ailem." diye neşeyle konuştum.

"Hayırlı sabahlar kızım."

Biraz abartmışım olsa gerek Şevval "Abla, bu ne mutluluk böyle?" diye sorunca "Ağlayayım mı Şevval?" diye konuyu değiştirmeye çalıştım.

Telaşlanan Şevval "Hayır, gül tabii ki. Ben sadece niye bu kadar mutlusun diye merak etmiştim." demesiyle gülümseyip "Niye mutlu olmayayım ki? Bugün pikniğe gideceğiz, hem de en iyi iki arkadaşımda orada olacak. Beraber vakit geçirip egleneceğiz." dememle Şevval de gülümsedi.

"Neşeni bozmak istemem ama piknikte sadece onlar olmayacak." diye homurdanan annemle sanki ilk defa duymuşum gibi davranıp "Evet, eski mahalle ahalisi de orada olacak." dedim.

Şevval "Evet, bizim eski mahalleden olan tüm aileler. Herkes yani." desede gülümsemeye devam ederek "Olsun, bize zararları dokunmadığı sürece bir sorun çıkacağını sanmıyorum ben." dedim yeni anlamış gibi.

Cümlemden sonra başını sallayan babam da bana katılarak "Bende aynı fikirdeyim." deyince gülümsedim.

"Madem herhangi bir problem yok. E hadi o zaman, herkes hazırlansın. Piknik yolcusu kalmasın." diyen annemle herkes hazırlanmaya odalarına dağılmıştı.

Aradan geçen yarım saatin ardından annem "Ecrin, hazır mısın?" diye sorunca odamdan çıkıp "Evet, hazırım." diye seslendim mutfağa doğru.

"Biz malzemeleri aldık, şimdi de arabaya iniyoruz. Sen de suyu alıp kapıyı kitle. Çabuk gel de arabada beklemeyelim seni."

"Tamam, inin siz. Ben hemen geliyorum."

Kapının kapanma sesiyle acele çantama bir okuma kitabı bir defter bir tane de kalem atıp kapıya doğru ilerledim.

Hava o kadar güzeldi ki tam piknik havasıydı. Sanırım şanslı günümüzdeydik.

Evden çıkan annemlerin ardından iyice telaşlanmıştım. Çünkü herkes aşağı inmiş, geriye bir ben kalmıştım ve kimseyi bekletmek istemiyordum.

Telefonumu elime alıp Neşe'ye evden çıktığımıza dair bir sesli mesaj attım.

"Neşe biz evden çıkıyoruz, siz nerelerdesiniz?" derken birkaç harfi uzatmayı ihmal etmemiştim. Ama acelem olduğu için telefonun ekranına bakmadan ekranı kitleyip cebime attım.

Nisanur'u iki dakika kadar önce aramıştım ve parkın girişinde bizi beklediğini söylemişti. Bekletmek istememişti anlaşılan bizi ve erkenden çıkmıştı.

Kapıdan çıkıp ayakkabılarımı giydim, ardından da kapıyı kitleyip merdivenlerden aşağı inmeye başladım.

Apartmandan çıkınca kapının önündeki arabamıza bindim ve elimdeki su şisesini koltuğa bıraktım.

Derin nefesler alıp verirken Şevval "Abla, iyi misin?" diye sorunca Şevval'e bakıp "İyiyim." diye nefes nefese konuştum.

İyiydim, sadece biraz yorulmuş olabilirim. Biraz da nefesim kesilmişti o kadar.

tabildot // yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin