Selamun Aleyküm,
nasılsınız? herkes iyi mi?yemedim, içmedim size bölüm hazırladım. hem de epey uzun bir bölüm şfqnhehehe
ama şimdi 1.1 k okunma ne demek? geçen gün 300 okunma olduk diye seviniyordum (:
neysse, buyurun efenimm yıldız toplamamıza yardım ettiyseniz sizleri okumaya alalım. yorumlarınızı bekliyorum..
iyi okumalar.. (:
×
Kimdi bu saatte odamıza gelen diye bakarken Nisanur'u görmemle kocaman gülümsedim ve "Hoşgeldin Nisanur. Önemli bir şey yok değil mi?" diye sordum.
"Hayır yok." cevabından sonra "Şey uyumuş muydun yoksa? Uyandırdım mı seni?" diye sordu.
"Hayır uyumamıştım, gelsene."
Çekinik bakışlarla bana baktı ve çok geçmeden pencereye çevirdi.
"Bir şey mi söyleyecektin?"
"Aslında evet."
Biraz duraklamanın ardından "Dün sen ve Neşe'yi merdivenlerde konuşurken duydum. Bilinçli olarak değil de yanlışlıkla." diye devam etti.
Bakışlarımı yere indirip bizi hangi konuda konuşurken duymuş olacağını düşünürken tekrar konuşmaya başladı Nisanur.
"Size söylesem mi söylemesem mi diye çok düşündüm ve az önce de söyleme kararı alınca sabaha bırakmak istemedim."
Yerdeki bakışlarımı kaldırıp Nisanur'a baktığımda "Özür dilerim Ecrin. Sonuçta bu senin için özel bir konu ve bilmemem daha doğru olurdu." diye konuştu Nisanur ve yüzünü yere eğdi.
Sanırım Tabildot'u öğrenmişti. Çünkü dün merdivenlerde, yeni tanıdığımız Halil'le ilgili konuşmuştuk ve Tabildot'un da ismi geçmişti.
"Gerçekten özeline karışmak istemezdim. Özür dilerim."
Bakışları beni bulan Nisanur'a bakıp "Nisanur seni tanıyorum. Çocukluğumuz beraber geçti. Senin başkasının konuşmalarını dinlemeyeceğini de biliyorum. Bu yüzden özüre gerek yok." diye gülümseyerek konuştum.
"Kızmadın mı, küsmedin mi yani bana?" diye masumca soran dostuma bakıp "Saçmalama tabi ki kızmadım. Küsmedim de. Senin nasıl mükemmel bir dost olduğunu biliyorum çünkü." dedim.
"Ecrin, teşekkür ederim, iyi ki varsın." diyerek bana sarılan Nisanur'a karşılık bende kollarımı sırtında birleştirdim.
"Nasık öğrendiğin peki?" diyerek sarılmamızı sonlandırdım ve Nisanur'un yüzüne baktım.
"Dün uyuyakalmışım, bu sebeple ceza aldım. Sizin nöbetiniz bitene kadar ben de yemekhane de size yardım edecekmişim. Onu size söylemek için arkanızdan geliyordum ama siz konuşuyordunuz. Öyle duydum yani."
Derin bir nefes verdim.
"Neyse artık bir yardımcımız daha var. Üç kafayla daha çabuk buluruz Tabildot'u." deyip tebessüm ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tabildot // yarı texting
Teen Fiction[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana kızmıştın. 05×× : 'Allah'ın yarattığı bir nimeti sevmemek benim ne haddime.' diye. 05×× : Hatırladın mı? 05×× : Dün annem bana 'Allah'ın ba...