Selamun Aleyküm,
nasılsınız? ne var ne yok?yeni bir günün yeni bir bölümü sizleri bekler, hadi okumaya.
iyi okumalar.. (:
×
Aslı'nın cümlesinden sonra Nisanur'un "Aslı ayıp." diye mırıldanması ve bunun üstüne Aslı'nın gülüp "Yani Nisanur kızın burada kafası kopuyordu dediğin şeye bak." demesine normal zamanda olsa uzun bir süre gülebilirdim büyük ihtimalle ama şu an ne yeri ne de zamanıydı.
Yabancı bir erkek kişisinden gelen "Çok sert geldi be!" cümlesinin ardından başka bir erkek kişisi "Bence kız öldü zaten üflesen uçacak." dedi.
Faruk abinin "Sanane lan kızın uçacağından." diye çıkışmasının ardından da "Aman neyse ne. Zaten tanımıyorum bu kızı, banane." diye geri çekildi konuşan.
"Sana yüz vermediğindendir o." diye lafa atlayan İlayda'yı susturmak için "İlayda sus!" diye sessizce konuştu Nisanur.
Ama İlayda dinlemeden "Ne o her kız benimle konuşur havaların söndü bakıyorum." dedi sinirli sesiyle.
Başımı yere eğmiş, bir yandan sarsılan kafamı tutarken bir yandan da durmuş konuşmaları dinliyordum. Ve evet, herkes farklı kafadan konuşuyordu.
"Dün ben, bugün Ecrin. Sırada başka kim var Faruk?"
"Bilerek yapmadım herhalde!"
Arkadaki uğultu büyürken "Lütfen biraz sessiz olur musunuz?" diye konuştum sakince.
Başım ağrımıştı resmen.
"Ecrin, duyuyor musun?"
Sonunda beni düşünen birisinin varlığıyla gülümsedim ve "Evet." deyip başımı aşağı yukarı, olumlu anlamda, salladım.
"İyi misin peki?"
"Galiba beyin sarsıntısı geçiriyorum."
Mehmet tuhaf bir gülme sesi çıkarınca kafamı hafifçe kaldırıp sinirle "Komik olan ne? Sende mi kafana top yemek istersin yoksa?" diye sordum.
Biraz ciddileşip "Tanıdık bir replikti de ondan güldüm." dedi. Ama hala yüzünde bir sırıtış vardı.
"Kardeşim özür dilerim, iyi misin?"
"Ağır abla iyidir, merak etme Faruk."
"Hı hı, aynen. Mükemmelim." dedim hala kafamı tutarken.
"Bilerek olmadığını biliyorsun değil mi Ecrin?"
"Eğer beni öldürmeyi düşünen bir katil değilsen, yanlışlıkla olabilecek şeyler bunlar. Zaten akşama doğru geçer ağrısı, hiç mi kafamıza top yemedik." dedim.
"O zaman doğru odana git ve dinlen." diye konuşmasının ardından Neşe'ye dönüp "Neşe, hadi Ecrin'i odasına götür, biraz dinlensin." dedi.
"Tamam abi. Sende dikkatli oyna şu topla, milletin kafasını kırmaya yeminliymişsin gibi değil." diye konuştu Neşe.
"Abicim hadi yurda git sen."
"İyi peki."
"Evet baylar, kendi tarafımıza geçelim. Hadi."
Etraftaki azalan kalabalıkla birlikte ayağa kalktım. Çok şükür ki şalım hala kafamdaydı. Giriş imzalarını atıp yurda girdik ve merdivenlere yöneldik. İkinci kata geldiğimizde Aslı ve İlayda'yla ayrıldık.
"Ben de geleyim mi sizinle?"
"Yok Nisoş sen git odana, sonra bir araya geliriz zaten."
Neşe'nin cümlesinin ardından Nisanur'da odasına gitti. Ben ve Neşe de kendi odamıza gittik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tabildot // yarı texting
Teen Fiction[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana kızmıştın. 05×× : 'Allah'ın yarattığı bir nimeti sevmemek benim ne haddime.' diye. 05×× : Hatırladın mı? 05×× : Dün annem bana 'Allah'ın ba...