28. Bölüm

19.2K 1.2K 89
                                    

Selaammm

Bölümde zaman atlaması var biraz işleri hızlandıralım ;)

Medyada ki şarkının bölüm de geçen şarkıyla alakası yoktur. Bölüm de geçen şarkı, Pera'nın - Veda Busesi şarkısıdır. Bilginize.

Oy ve yorumları bekliyoruumm

İyi okumalar...

*
Yazardan..
8 Ay Sonra...

Dilara, elindeki kahveyi masanın üzerine bırakıp derin düşüncelere daldı. Sekiz ay dedi içinden. Koskoca sekiz ay... Olanları düşündü, yaşadıklarını sonra burukça gülümsedi. Sekiz ayda çok şey değişmişti. Dilara kendi yaralarını kimseyi yarabandı olarak kullanmadan sarmış ve o konuyu sonsuza dek kapatmıştı. Sekiz ayda hayatında ve etrafındakilerin hayatında da fazlasıyla değişiklik olmuştu.

Mesela ağabeyi ve Asena sözlenmişti. Feyza okuldan birini bulmuş ve hayatına almıştı. Emre, Ömer ve Yusuf üçlüsü de vakit buldukça istedikleri şehirleri geziyorlardı. Ömer'in düzenli giden bir ilişkisi varken diğer ikisi saptı.

Düşünmeye devam etti, Dilara. Kendisinde de epeyce değişiklik olmuştu. Saçları daha da uzamıştı, zayıflamış ve kendine daha dikkat eder olmuştu. Düzenli olarak gittiği spor ve güzellik salonları onu gün geçtikçe daha da değiştirmişti. Derslerine istediği düzen de odaklanamadığı için okulunu dondurmuş ve hayatına sekiz ay boyunca daha çok çalışarak devam etmişti.

Atalay'ı artık gerçekten unutmuştu. Dilara hiç pas vermese de Atalay öyle değildi. Vakit bulduğu an Dilara ile konuşmaya çalışıyor ancak başarısız oluyordu.

Dilara biraz daha düşündü ve sekiz aydır aklını meşgul eden o konuya denk geldi.

Alparslan Boratav, dedi kendi kendine. Sekiz aydır görmemişti. Son görüşü o festival çıkışı olmuştu. O günden beri ne sesini duymuş ne de yüzünü görmüştü. Koca şehir de bir kez olsun onları karşılaştırmamıştı. Dilara üzülüyordu ancak hâlâ çok doğru bir karar verdiğine emindi. Kimseyi kullanmaya hakkı yoktu. Şimdi her şeyi atlatmışken, Alparslan'ı nasıl bulacağını bilmiyordu. Bir telefon uzağında olsa da uzaktı. Dilara, hissediyordu. Alparslan ona çok uzak kalmıştı. Fakat kalbine dokunan şey de Alparslan'ın onu anlamasıydı. Öğrenmişti Asena'nın yaptığını ve ona bu konu da fazlasıyla kızmış ve gerekeni söylemişti.

Alparslan'dan anlayış bekliyordu fakat bu kadar hızlı beklemiyordu. Gülümsedi, Dilara. Alparslan'ı en kısa zamanda bulup özlem giderecekti, şu anlık tek isteği buydu...

*
Alparslan'dan..
Sekiz Ay Önce...

" Kimsiniz? " Diye sorduğumda karşımdaki kadın gülümsedi. " İnanılmaz, hiç değişmemişsin! " Coşkuyla bağırması kaşlarımı çatmama sebep olurken mesafemi koruyarak konuştum.

" Anlayamadım, hanımefendi? Kimsiniz? " Omzundaki siyah ceketi düzeltip, bana doğru adımladı.

" İnsan lise arkadaşı Beril'i nasıl unutur? Aklım almıyor. En yakın arkadaştık bir de! " Beynimde çakan şimşeklerle kocaman sırıtarak Beril'e yaklaştım. Nasıl hatırlamamıştım?

" Beril? Gerçekten sen misin? " Kıkırdayıp başını salladı. Ona sarıldığımda kolları sırtımı çoktan bulmuştu. Beril ile ben çok yakın arkadaştık. Her anımız beraberdik fakat Beril lise bittikten birkaç ay sonra ortadan bir anda kaybolmuştu. O gün, bugündür de görmemiştim onu.

SÜMBÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin