18. Bölüm

29.9K 1.1K 102
                                    

Ben geldiiimm!!

Bölüm yine geç geldi, özür dilerim. Bilgisayarım şu anlık olmadığı için telefonumu kullanıyorum ve o da geçen hafta bozuldu. Daha yeni yaptırabildim. Şifremi de hatırlamadığım için başka telefonlardan giriş yapamadım :( Ancak şimdi atabiliyorum bölümü. Sürekli bir aksilik çıkıyor.

Tekrar özür dilerim.

Çok öptüm!

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💖

İyi okumalar...

*

" Kim kimden hoşlanıyormuş? " Duyduğum sesle bakışlarım anında kapıya dönerken ayağı kalktım.

Anneannem, gözlerini kısmış bizi incelerken beyaz yazmasını düzeltip mutfağa girdi. Atalay ve Serhat' da benim gibi ayağı kalkmıştı.

" Kim kimden hoşlanıyormuş? Öyle bir şey yok anneannem, nerden çıkardın? " Diyerek saçmaladığımda anneanne kaşlarını kaldırarak bana baktı. Bakışlarının altında yatan kafa karışıklığını görür görmez yalandan sırıttım. Atalay ve Serhat dediklerimi duyar duymaz bana döndüler. İkisine kayan bakışlarım yüzlerinde gördüğüm ' sen ne saçmalıyorsun? ' ifadesi, ne kadar çok saçmaladığımın göstergesiydi. Bakışlarım geri anneanneme dönerken, onlar da anneanneme döndü.

" Kızım gece gece sana göründüler mi? " Kaşlarımı çattım. Bana her şey olmuş olabilirdi. Yani, bu kadar saçma salak konuşmamın başka bir anlamı yoktu.

" Olabilir anneanne, " dedim ve önüme gelen saçlarımı geriye atıp yanına gittim. " Sen bir okusan mı bana? " Güldü. Elinin tersiyle hafif alnıma vurup başını salladı.

" Okuyayım, güzel torunum benim, " deyip elimden tuttu ve beni mutfaktan çıkardı. Çok kısa bir zaman diliminde arkama dönüp Atalay ve Serhat ikilisine baktım. Atalay bana bakıp sırıtırken, Serhat elinde ki telefonla ilgileniyordu. İçim rahatlarken önüme dönüp anneannemin beni sürüklemesine izin verdim.

Bu işten de sağ salim kurtulmuştum.

Anneannem, eğer Serhat'dan hoşlandığımı düşünseydi bizi oldurmak için elinden ne geliyorsa yapardı.

Girdiğimiz odaya özlemle bakıp burukça gülümsedim. Burası, anneannemin odasıydı ve küçükken her buraya kalmaya geldiğimizde beni yanında yatırıp bir sürü masal anlatırdı. Şimdi yapmıyor oluşumuz ise fazlasıyla üzmüştü.

Anneannem elimi bırakarak yatağına oturup eliyle yanına vurdu. Gülümseyerek yanına oturdum.

" Benim alnımda salak mı yazıyor Dilara? " Demesi ile yüzümde ki gülümseme yok oldu. Sertçe yutkunduğumda bakışlarım yerde ki halıya odaklanıp kaldı.

" Ben senin Atalay'ı sevdiğini bilmiyor muyum? "

Başımı hızla kaldırıp anneanneme baktım. Tam itiraz edecekken, gözlerinde gördüklerim bana engel olmuştu. Burnum sızlarken, aklımın bir köşesine sinen soruyu anneanneme yönelttim.

" Nasıl anladın? " Bakışlarım, kenarları ile oynadığım parmaklarıma kaymıştı. Anlayamıyordum, herkes anlarken o nasıl anlamazdı?

" Hareketlerinden. Bir değişik oluyorsun onu görünce. Elin ayağın birbirine dolanıyor, " dedi ve elimin üstüne eline koydu. Yine de başımı kaldırmadım.

" Yıllarca bekleyerek, kalbindekileri gözlerine yansıtmışsın kızım, " gözümden akan yaşı hızla silip başımı kaldırdım.

" O kadar uzun süre olduğunu nerden biliyorsun? "
Yanımdan gelen naif bir gülme sesiyle anneanneme baktım. Gözleri nemli nemli doğrudan karşıya bakıyordu. Baktığı yere baktığımda ise, vefat eden dedemin fotoğrafını gördüm. Kalbim acıyla ezilirken sessizce konuşmasını bekledim.

SÜMBÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin