Genç adam, sevdiği kadının tatlı sinirlenişi üzerine kahkahasını tutamazken, elindeki köpüğü Dilara'nın saçlarına sürdü. Evet, bu yaptığı gerçekten fazlaydı ama şu an karşısındaki kadını çıldırtmak daha çok hoşuna gidiyordu.
" Ya! " Dedi Dilara bezmiş bir sesle. Gözlerini devirip tepesinde dikilen adama kirpikleri üzerinden bakmaya başladı. " Bazen ağzına iki tane patlatasım geliyor, Alparslan. Biliyor muydun bunu? " Dilara'nın alaylı çıkan sesi Alparslan'ı zevkten dört köşe yapıyordu.
" Allah Allah. Ne çeşit bir insansın sen? Başka ne fantezilerin var üzerimde denemek istediğin? " Diye sordu, Alparslan. Yaptığı imayı sezen Dilara ise gözlerini kısıp başını kaldırdı.
" Yaşın olmuş otuz aklın hâlâ oynaşta! " Alparslan'ın anında düşen yüzü Dilara'nın hoşuna giderken, küçük bir oyundan zarar gelmeyeceğini düşündü. Zaten kendisi iki saattir Dilara ile uğraşıyordu!
" Ne otuzu Dilara'm! Yirmi yedi o. Ayrıca, " diyerek kaşlarını kaldırıp indirdi. " Ben onu kastetmemiştim ama anladığım kadarı ile senin aklın orda. " Dilara, topun ona doğru geldiğini fark eder etmez köpüklü eline kısa bir bakış attı.
Elini kaldırıp Alparslan'ın yanağına dokundurup hızla mutfaktan çıktı. Salona doğru koşarken masanın arkasına geçti. Alparslan ise birkaç saniye sonra hızla mutfaktan çıkarak salona koştu.
" Yedim seni! " Diyerek bağırmayı da ihmal etmemişti tabii ki!
Dilara' nın kalbi yaşadığı küçük çaplı aksiyonla gümbür gümbür atarken, Alparslan salona girmişti.
" Şu köpüğü nasıl yüzüme sürersin? " Diyerek bir adım atmıştı ki Dilara gözlerini kısarak baktı karşısındaki adama. " Sen benim güzelim saçlarıma sürerken iyi! " Sesinden sezilen triple Alparslan yutkundu. Şu an sevdiği kadından ilk defa trip yiyordu.
