37. Bölüm

8.2K 490 13
                                    

Selamm ❤️

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum ;)

" Baktım gülüşünden güzel şiir olur, ben de sevdim gitti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Baktım gülüşünden güzel şiir olur, ben de sevdim gitti. "

- CEMAL SÜREYA-

***

Elimdeki tabağı da masaya koyarken belime dolanan kollarla kocaman gülümseyip omzumun üzerinden Alparslan'a baktım.

" Galiba hasta oldum, " dediğinde kaşlarımı çatarak ona doğru döndüm. Dudaklarımı alnına yaslayıp ateşine baktığımda vücut ısısının normalin üstünde olmayışıyla kaşlarımı daha çok çattım.

" Ne yapıyorsun? " Diye sorduğunda kaşlarımı kaldırdım. " Ateşine bakıyorum. Hastayım dedin ya, aslında ateşin de yok gibi ama, boğazın mı ağrıyor? İstersen, " dememle eliyle ağzımı kapattı.

" Motorun soğusun güzelim. O anlamda hastayım demedim. " Kaşlarımı yine çattım. Gözlerinin pırıl pırıl parlayışı da kafamı karıştırdı. Anlamayarak yüzüne baktığımda elini ağzımdan çekti.

" Sen böyle bir şeylerle ilgilenirken, sana bakma hastalığına yakalandım. Bence öyle yani, " deyip beni bıraktı ve masanın üzerindeki sarmadan bir adet alıp ağzına attı. Kurduğu cümle gülümsetirken öylece durmayı bırakarak koltuğun üzerindeki yastığı alıp arkası bana dönük merdivenlere ilerleyen Alparslan'ın kafasına fırlattım.

" Yemeklere dokunma. Ağabeyimle beraber yiyeceğiz! " Arkasının hâlâ bana dönük oluşu beni gülümsetirken yavaşça bana döndü. Gözleriyle kesişen gözlerime, " onu düğün günü orta da bırakıp gitmişim gibi, " yıkılmışlıkla bakıyordu. Yutkundum. Niye öyle bakıyordu ki?

" Sen, bana, yastık, fırlattın? Bana, bana kocana? "
Birden Bihter Ziyagil rölüne bürünmüş olması enterasandı. Bana doğru yaklaştı. Yere düşmüş yastığı yerden aldı. Ellerimi havaya kaldırıp yanıma gelmemesi için hareketler yaptım.

" Sakın. Bak o kadar süslendim! Saçlarım bozulursa parçalarım seni Alparslan! " Sinsice sırıttı. Yastığı kaldırmasıyla arkamı dönerek salonun öbür ucuna kaçmaya çalıştım. Ancak başarsızlığımı kafama sert bir yastık darbesi yiyince anladım. Yastık yüzünden önüme gelen saçlarımla Samara gibi Alparslan'a döndüm.

" Ciddi misin? "

" Hiç olmadığım kadar. "

Göz devirdim.

Yanıma doğru geldiğinde pis pis sırıtıyordu. " Bence beyin kanaması geçiriyorum. " Daha çok güldü. Ben ise onun aksine somurtuyordum. Onun yüzünde saçlarım elektriklenmişti.

SÜMBÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin