38. Bölüm

8.7K 508 28
                                    

Selam.

Önceden yorumlarınızı okumayı çok severdim ama artık o kadar az geliyor ki moralim çok bozuluyor. Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen 💙

İyi okumalar...

" Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun? " - KÜÇÜK PRENS -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun? "
- KÜÇÜK PRENS -

***

Yazardan...

Tuhaftı. Hem de çok tuhaftı Dilara. Evlenmelerine sadece 12 saat kalmıştı ama tuhaf hissediyordu. Biraz mutluydu biraz durgun. Karmakarışıktı. Mutluydu, çünkü sevdiği adamla güzel bir şeye ilk adımlarını atacaklardı. Durgundu, çünkü ne onun annesi ne de Alparslan'ın annesi nikâhlarında olmayacaktı. Durgundu, çünkü kötü bir şey olmasından korkuyordu. Artık kendisini geçmişti, ya Alparslan'a bir şey olursa diyordu. Ya bir şey olur da onu kaybedersem diye düşünmeden edemiyordu.

Alparslan bugün için hem çok mutluydu ama durgundu da. Dilara'dan bunu profesyonel bir şekilde sakladığını düşünse de büyük yanılıyordu. Dilara fark ettiği durgunlukla mutsuz oldu. Elinde olmadan oldu bu. Aylar öncesine gitti. O zamanlar Atalay ağabey vardı dedi kendine kendine. O zaman bir ailem vardı dedi. Sonra başı arkasına döndü. Yatakta mışıl mışıl uyuyan Alparslan'a baktı. Alparslan'ın ona nasıl aile olduğunu hatırladı. Yaşadıklarını hatırladı. Keşke yaşamasaydım demedi, iyi ki yaşamışım dedi. Tekrar camdan bakmaya başladığında derin bir nefes aldı. Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Bu saatte uyanmasının tek sebebi de gördüğü kötü rüyalardı. Korkusundan Alparslan'ın yanına gelmişti ama onu uyandırmamış koltukta oturup nasıl uyuduğunu izlemişti.

Çok seviyordu, haddinden çok. Bu kadar sevmekten korkmuyordu. Sevgi iyileştirirdi. Sevdiği gibi de iyileşiyordu Dilara. Yaralandığı yerleri Alparslan sarıyordu. Birbirlerine kol kanat germeleri ikisini de mutlu ederken aynı zaman da güçlendiriyordu.

" Dilara? " Alparslan uykulu sesle konuştuğunda yataktan dirseklerine dayanarak doğrulmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Dilara ismini duyması ile arkasını döndü. Alparslan, Dilara'yı tam görür görmez doğruldu ve oturur pozisyona geçti.

Bir şeyler olduğunu anlamıştı. Yatağa iki kez vurduğunda Dilara bu işareti bekliyormuş gibi hemen Alparslan'ın yanına gitti. Ona sarılmaya ihtiyacı vardı.

" Ne oldu güzelim? " Yanına oturan Dilara yine sessizliğini koruyarak Alparslan'a sarıldı.

" Dilara, " dedi yine Alparslan. " Ne oluyor? Bir yerine bir şey mi oldu? Bir ses mi duydun? Ne oldu? " Telaşla sorularını üst üste sıralayıp genç kızın saçlarını okşadı.

SÜMBÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin