"Yavrum küçücük hayvanı neden kontrole götürüyoruz ki? Ayrıca ben yaparım ona gerekli şeyleri."
"Ama aşkım öyle dedi veteriner. Bir bildiği vardır illa ki."
Okul çıkışı koşarak bana gelen Ozan, eve girmeden kediyi getirmemi söyleyip benimle birlikte veterinerin yolunu tutmuştu. Başta pek mantıklı gelmemişti bana ama ısrarlarına dayanamadığım için kabul ettim.
"Kimmiş sahibi?"
"İsmi Selim sanırım hatırlamıyorum tam."
Elindeki kediyi severken bir yandan da bana laf anlatmaya çalışıyordu. "Güzelim yola bak düşeceksin." Dedim kolundan tutarak. Aşırı derecede sahiplenmişti resmen onu. Bu hali çok hoşuma gidiyordu.
"Canı acımıyordur artık değil mi? Hiç ağladı mı dün?" Bacağına dikkat ederek severken bana bakıp konuştuğunda saçını okşayarak cevap verdim. "Dün sakin uyudu. Yerini sevdi galiba."
"Senin yanını sevmemek mümkün mü?" Mırıldanarak konuştuğunda duymadığımı sanıyordu. Kulağına eğilip fısıldamaya başladım. "O da sana benziyor demek ki. Yanıma kıvrılıp uyuyor hemen."
"Ne demek yanında uyuyor? Yani şey bir yeri acır küçük daha o." Bağırarak başladığı cümleye sonlara doğru fısıldayarak bitirmişti. Garip bir şekilde beni kediden kıskanıyordu. Ama onu sevdiğimde ise mutlu oluyordu da.
"Yok bebeğim, ben dikkat ediyorum ona. Beraberce güzel uyuyoruz biz." Dediğimde yüzü asılmıştı. Birkaç haftadır saatlik görüşmeler harici beraber zaman geöiremiyorduk. Sınavı yaklaşıyordu çünkü.
"İyi uyuyun siz."
Adımlarını hızlandırıp yürümeye başladı. Küçücük kediyi benden kıskanıyordu resmen. Adımlarımı hızlandırıp yanına vardığımda asık suratıyla yürümeye devam etmiş ve yüzüme bakmamıştı.
"Kediyi kıskanmıyorsun değil mi?"
"Hayır ne kıskanayım. Uyuyun diyorum işte." Dediğinde sesi fazla alıngan çıkıyordu. Kolumu omzuna atıp kendime çektim iyice onu. Saçını karıştırdışımda hafif gülümsedi ama anında bozup yürümeye devam etti.
Mahallede yanlış anlaşılmayacağını bildiğim için bu kadar rahattım. Hepsi biliyordu yakınlığımızı. Ozan küçükken mahallenin ortasında beni gördüğü zaman gelip öperdi yanaklarımı. Mahalleliye bu abi, kardeş sevgisi gibi geliyordu. Bir süre öncesine kadar ben de öyle görüyordum.
Ozanla uğraşmalarımın sonunda okullarının alt sokağındaki küçük veterinere gelmiştik bile. Kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde içerideki odadan biri çıktı. Tanıdık geliyordu fakat çıkaramamıştım. Bakışlarını yüzümüze tuttuğunda en son Ozan da durmuştu bakışları.
"Hoşgeldin Ozan." Diyerek gülümsemişti. İsmini öğrenecek kadar neydi bu yakınlık? Bakışlarım Ozan'a döndüğünde o da bana bakmış, gerginlikle veterinere dönmüştü.
"Hoş bulduk Selim Bey."
Ozan'ın mesafeli konuşmasıyla yüzündeki gülümseme solmuştu fakat hemen toparladı. Muayenehaneyi gösterip geçmemizi işaret edince, elimi Ozan'ın beline koyup ilerlettim onu.
Kediyi Ozan'ın elinden almaya çalıştığında elinin üstüne koymuştu ellerini. Ozan ellerini hemen çekerek kediyi teslim edip geri çekilmişti. Ben mi abartıyordum bilmiyorum ama bu durum canımı sıkmaya başlamıştı.
"İyi bakıyorsun belli ki. Yarasında bir sorun yok."
"Beraber bakıyoruz ama Yasin'de kaldığı için o daha fazla ilgileniyor." Dedi hemen Ozan. Veterinerin bakışları bana dönüp ardından önüne döndü. Ya sabır, ya selamet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Short Story-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...