"Şimdi olur mu bir sürü papatyam?"
Masum çıkan sesiyle gülümsedim. Dibimde duran küçük yüzünü iki elimin arasına alıp yanaklarını sıktırmaya başladım. Az önce beni böylesine öpmemiş gibi masum hâli vardı.
Eğilip dudaklarına ardarda küçük küçük öpücükler bırakmaya başladığımda kıkırdamaya başladı. Konuşmaya çalışıyordu fakat izin vermiyordum. Birkaç kez daha öptükten sonra geri çekilip yüzüne baktığımda kıpkırmızı olduğunu gördüm.
"Yasin çiçeğimi istiyorum ben."
"Ben de çiçeğimi istiyorum." Dedim elimi yüzünden çekip beline sardığım gibi kucağıma çektim onu. Yüzümü boynuna gömüp nefeslenmeye başladım. "Ama önce bu çiçek kokuyu içime çekmem lazım, sonra sen de kavuşursun çiçeğine."
"Yasin biri görecek, burda olmaz."
Birinin bizi görmesi mümkün değildi şu an. Bunu o da biliyordu fakat utandığı için konuyu değiştirmeye çalışıyordu. "Hâlâ utanıyor musun benden?" Dedim beline sımsıkı sarılıp. Kokusunu derince içime çekip, küçük öpücükler bırakıyordum boynuna.
"Birden bire, yıllarca aşık olduğum adam bana ilan-ı aşk yapıyor ve ben hemen kabullenip, utanmamalıyım haklısın."
"Haklısın ama alışığız birbirimize sonuçta. Seni az kucağıma almadım küçükken unutma."
Yüzümü boynundan çekip yüzüne baktığımda bana 'yok artık' der gibi bakıyordu. Tamam biraz alakasız olabilirdi ama benden utanmasın istiyordum.
"Ne alakası va- ya bu ne?! Kocaman bir şey bu." Bana cevap verecekken gözü yanımda duran papatya buketine kayınca şaşkınlıkla bağırmıştı. "Benim mi bu?"
"Senin güzelliğim."
Elini çiçeğe doğru uzattığında yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi. Eliyle papatyaların üzerinde gezdirmeye başladı. Burnunu çiçeklere yaklaştırdığında derin bir nefes çekti içine.
"Çok güzeller."
"Senden güzel olamazlar."
Çiçeklerden burnunu çekip yüzüme baktığında gözlerinin dolduğunu gördüm. "Çok seviyorum seni, kendimden bile." Ya ben, ya ben nasıl seviyorum seni. Kalbimden taşarcasına, bütün hücrelerime adın kazılmışcasına seviyorum seni.
En çok ben severim seni.
"Aşığım sana." Dedim gözlerinin en derinine bakarak. Bazen gökyüzü saklıydı, bazen de uçsuz bucaksız bir yeşilliğin hakim olduğu orman. Elindeki çiçeği kenara bırakıp, yüzüme baktı tekrar. Kollarını boynuma sardığında yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladı.
"Ananı sikeyim o ne lan?"
Dudakları bir karış ötemdeyken gelen bağırışla irkilip kendini geri çekti. Şok olmuş bakışlarımla, bu anı hangi şerefsizin bozduğuna bakmak için kafamı yan tarafına çevirdiğimde görmeyi beklemediğim kişi karşımdaydı. Akın.
"Lan ne oluyor burda?"
Kucağımdaki Ozan şoktan çıkar çıkmaz, kucağımdan kalkmak için hareketlendiğinde belinden tutup kalkmasına engel oldum. "Kalkamazsın." Dedim baskın bir tonda. Kim için kalkıyordu ki? Onun yeri orasıydı artık.
"Bir şey olduğu yok. Sevgilimle sohbet ediyorum." Diye cevap verdim karşımdaki ikiliye. Şaşırmaları normaldi.
"Kardeşim benim be. Dediğimi yaptın kaptın Yasin abiyi değil mi?"
"Hayır, dediğin hiçbir şeyi yapmadım Ege."
Şu an ne olduğunu hiçbir şekilde anlamıyordum. Birbirine laf atan Ozan ve Ege, bana sorgularcasına bakan Akın. Her şey çok karışıktı resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Conto-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...