Bebişlerim hızlı bölüm gelsin diyosunuz ama yorum atmıyorsunuz ve benim motive olmamı sağlayan şeylerden biri de yorum. Ne kadar çok gelirse bölüm de o kadar hızlı gelir.
Saklıyı taslağa aldım. Okunmayan bir şeyi orda tutmamın gereği yoktu. Bir kaç okuyucusu olduğu için burdan haber vermek istedim kusura bakmayın.
~~~~
Bir soruyu tek başına çözmesi için önüne bırakıp telefonumu elime aldım. Artık kafamı kurcalayan şeylerden emin olmam gerekiyordu.
Ruhe ile mesajlaştığımız uygulamaya girip ismine tıkladım. En son bana cevap verdiğinde aktif olmuştu. Ozan'a baktığımda soruyla ilgilendiğini görüp hemen tuşların üzerinde elimi gezdirdim ve mesajı gönderdim.
Nasılsın?
Bir mesaj sesi geldi. Tekrar emin olmak için bir tane daha mesaj attım.
Seni kırmadım umarım en son ki olayda?
Tekrar mesaj sesi geldiğinde eli telefonuna yöneldi ve ekranı hafif açıp baktı. Bana döndüğünde bakışlarımı telefonuma indirip onu görmemişim gibi yaptım. Bu sefer bana mesaj geldiğinde gerildim fakat çoktan sessize almıştım telefonumu.
Sorun değil. Merak etme.
Oydu. Artık kesin olarak eminim ki Ruhe Ozandı.
Ne yapmalıydım peki bu konuda? Konuşmayı kesmeli miydim? Yoksa sırrımın yine aynı kişi tarafından biliniyor olmasına şaşırmalı mıydım? Nasıl anlamamıştım ki bu zamana kadar onun olduğunu? Aptal kafam.
"Abi çözdüm."
Ozan'ın seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Telefonumu masanın üzerine bırakıp ona baktım. Test kitabını bakmam için önüme ittirmişti. Kontrol etmeye çalışıyordum fakat asla odaklanamıyordum. Kafam çok fazla karışmıştı.
"Yanlış mı?"
Kafamı iki yana sallayarak şimdilik düşünmeyi bırakmaya çalıştım. Kitabı iyice önüme çekip soruya baktım. Doğru yapmıştı. Genel olarak akıllı bir çocuktu zaten.
"Doğru yapmışsın aferin." dediğimde yüzünde gülümseme oluştu. Kafam o kadar karışıktı ki ne tepki vereceğimi bile bilmiyordum. Ona söylemeli miydim bunu? Söylesem ne olacaktı ki?
"Ben gideyim artık hava kararacak."
"Kalsaydın yemek yapardım sana."
Gitmesini istememiştim bir an. Yalnız kalmak istemedim sanırım. Yalnızlığı sevdiğim hâlde istememiştim yalnız kalmayı. Günlerdir babam da yoktu ortalarda zaten. Gerçi varlığı bir işe yaramıyordu.
"Annemlere haber vermedim. Daha sonra kalırım yemeğe." dedi. Daha fazla ısrar edemedim. Nasılsa daha sonra tekrar gelecekti. Sınava kadar ben çalıştıracaktın onu.
Eşyalarını çantasına yerleştirmeye başlamıştı bile. İtiraz edememiştim. Belki de yalnız kalıp düşünmem daha iyi olurdu. Ona söyleyip söylemediğime karar verirdim bu sırada.
"Yarın yine aynı saatte mi geleyim?" diye sordu çantasını alıp ayaklanırken.
"Aynı saatte" deyip onayladım onu. Çantasını sırtına takıp kapıya dorğu ilerlemeye başlarken arkasından ben de ilerlemeye başladım. Söylememi fısıldayan düşünceler çok fazlaydı aklımda ama birden söyleyemezdim bunu.
Ya bir daha konuşmak istemezse benimle? Ya dersleri bırakırsa. Daha önce de yapmıştı bunu. Neden bilmiyorum ama onunla konuşmak, vakit geçirmek çok iyi geliyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YUÁNFÈN|BXB
Kurzgeschichten-TAMAMLANDI- Yasin geçmişin ve karşılıksız aşkının acısını yaşayan bir genç, Ozan geçmişin ve şimdiki zamanın acısını hâlâ derinlerde yaşayan bir çocuk. Aynı kader, aynı keder. Kalbim Ege'de Kaldı Yasin-Ozan çiftinin kitabıdır. Diğer kitabı okumanı...