7-Baba

3.4K 334 188
                                    

Ozan'dan

Her şey o kadar fazla üstüme geliyordu ki. Benliğimi kaybetmek üzereydim. Kendimi kontrol edemiyordum artık. Öfkeli bir insan değildim, zor öfkelenirdim fakat o her konuştuğunda öfkem hat safhaya ulaşıyordu.

Babam.

Tek yaptığı beni, annemi suçlu görmekti bu hayatta. Kendisi asla suçlu değilmiş gibi bizi suçlardı hep.

Bazen her şeyin taşma noktasına gelmiş gibi hissediyordum. Dilimin ucuna gelenleri dökmek, ortalığı dağıtmak istiyordum. Ama yapamazdım. Annem çok kırılırdı.

Babamın düzenli bir işi yoktu. Bir yerlerde bulduğu işlerde çalışırdı. Bazen de hiç çalışmazdı. Ailemizi ayakta tutan tek kişi annemdi. O olmasa aile diye bir kavramı kalmazdı bende.

Aslında kötü birisi değildi sadece fazla sorumsuzdu. Bizimle ilgilenmezdi. Ama bir hatamızda bizi suçlamaktan başka bir şey yapmazdı.

Ablalarım ben küçükken ard arda evlenip ayrılmışlardı evimizden. 2 ablam vardı. Onlar da çok sıkıntı çekmişlerdi zamanında.

Ben onlara nazaran daha iyi yetişmiştim. Durumumuz pek iyi değildi. O yüzden ikisi de okuyamamıştı. Ortaokuldan sonra evle ilgilenmeye başlamışlardı.

En büyük ablam büyüttü beni. Annemden daha yakındı bana. Çok minnetardım ona. Diğeri ise çok küçük yaşta evlenip gitmişti zaten. Kimse istediği olmayan bir evde durmak istemezdi sonuçta. Herkes kendini kurtaracaktı.

8 yaşımdan beri tek çocuk gibi yetişmiştim. Ama öyle her istediği olan, yediği önünde yemediği arkasında bir çocuk değildim maalesef. Hiçbir şeyimin tam olduğunu hatırlamıyorum. Okulda hep bir malzemelerim eksik kalırdı mesela. Bir çocuk için ne kadar üzücü olabilir ki bu? Herkes yaşamıştır sonuçta bunu değil mi? Bunların hepsi benim erkenden olgunlaşmamı sağlamıştı sadece. Ama bir yerde hep o çocukluğunu yaşayanlara özenmiştim.

İçime kapanık biriydim hep mesela. Kimseyle konuşmaz anlaşamazdım. Soğuk bir çocuktum. Çoğu zaman dışlanmışlığım olmuştu. Orta okula kadar arkadaşım yoktu mesela hiç. Tek yetiştiğim yetmezmiş gibi hiç arkadaşım da yoktu. Beni aralarına almazlardı mesela, okulda oyun oynarlarken hep bir köşede onları izlerdim. Nedenini de hiç bir zaman anlayamamıştım.

Şımarık bir çocuk olarak yetişemedim hiç bir zaman. İstediğim şeyler olmadığında oturup ağlamadım. Tamam dedim. Önce sorardım anneme hep 'paramız var mı?' diye genelde cevap yok olurdu. Üstelemezdim.

Hepsi için babamı suçlamıyorum tabi ki. Yanlış anlaşılmak istemem. Sadece diğer çocuklar gibi olmak çok isterdim.

Tek istediğim resim derslerimde boyalarımın tam olmasıydı.

Büyüyünce anladım bunların ne kadar değerli şeyler olduklarını. Basit gelebilir bazılarına bunlar fakat önünüzde her şeyi tam olan çocuklar varken siz eksikseniz farkedilirdi bu. Çocuklar çok acımasızdı.

Her şeye alışmıştım zamanla. Arkadaşsızlığa yeri geldiğinde eziklenmeye hepsine alışmıştım. Zaman elinize bunları vermeyince alıştırmak zorunda kalıyordu sizi.

Her şeye alışmışken Serkan nakil olmuştu yedinci sınıfta. Tam da kimsesiz kalmaya alışmışken. O arkadaşım olmuştu zamanla da kardeşim. Ege ise lisenin onuncu sınıfında gelmişti. İkisine de minnet borcum vardı. Onları kaybedersem ne yaparım bilmiyordum.

Ailemi anlatıyordum değil mi? Çok saptım konudan özür dilerim.

Babam.

Artık baba bile diyesim gelmiyordu ona. Anneme eziyet çektirmekten, beni hayırsız evlat olarak görmekten başka bir şey yapmıyordu.

Gene her zamanki kavgalarımızı ediyorduk. Daha doğrusu babam anneme bağırmakla meşguldü. Konu ise paraydı.

Her şeyin sorunu olan para.

Para mutluluk getirmez lafı tamamiyle yalan. Para olmayan aile de huzur da kalmıyordu.

Babam bütün kış çalışmamıştı. İş bulamadığını öne sürmüştü. Annem yazın bulduğu bir işte çalışıyor diye ona güvenmişti açıkçası. 50 yaşında ki annemin çalışması gururuna dokunmuyordu. Aksine parasını bile alıyordu. Bazen de yarı zamanlı çalışıp kazandıklarımı alırdı. Annem huzursuz olmasın diye sesimi çıkarmazdım.

"Kredi borcu ödemem gerek diyorum sana" diye bağırıyordu anneme. Sanki o borçları biz yapmışız gibi.

"Kazandığımı veriyorum zaten eline. Şimdi nerden bulup vereyim sana?" annem de ona bağırıyordu. Kendini ezdirmiyordu eskisine nazaran daha fazla savunuyordu kendisini.

Parasızlık hep sorunumuz oldu mesela bizim. Hep en büyük sorunumuz oldu. O yüzden liseyi bitirir bitirmez işe girmemi istemesi gibi. 'Okutamam ben seni' derdi. Annem tek başına destek olamazdı bana sonuçta. Ama ne olursa olsun okuyacaktım. Bu evden kurtulmam, annemi kurtarma gerekti.

Zamanında onun da çok gururunu kırdı babam. Asla affedilemeyecek o pis günahını affetmişti.

Aldatmasını.

Babam, iş arkadaşının karısıyla aldatmıştı annemi.

Annem hepsinin farkındaydı. Küçüktüm fakat bende farkındaydım. Annemin neden ayrılmadığını anlamamıştım o zamanlar. Şimdi ise daha iyi anlıyordum. 3 tane çocuğunuz varken ayrılık sadece sizi ilgilendirmiyordu.

Fakat babamı bu da durdurmamıştı. Bir kaç kez kadınlarla konuşmasını yakaladım bende. Bir şey diyemedim. Desem de değişmeyecekti bu durum.

Yakınlarda ise ortanca ablamın eşinin eline bir görüntü geçtiğini duydum. Ne olduğunu bilmiyordum ama tahmin edebiliyordum. Yine annemi aldatıyordu. Ablamlarla omzumuza büyük bir yük olarak kalmıştı bu olay. Elimde delil olsaydı eğer bir dakika bile annemi o adamla bırakmazdım.

Onlar her zaman ki kavgalarını edip köşelerine çekilmişlerdi. Babam evden çıkıp gitmiş, annem ise dışarı çıkmıştı. Ben ise oturmuş halime ağlayarak bunları yazıyorum.

Ne olursa olsun aileler barışsa bile olan sadece çocuklara oluyordu. Kim ne derse desin.

~~~~

Özür dilerim fazla uzatamadım bu bölümü.

Telafi etmeye çalışırım.

Oldu mu diye sormayacağım. İçimdekileri döktüm silebilirim her an.

YUÁNFÈN|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin