46-"Azgın Herif"

2.9K 257 170
                                    

Oy vermeyen, yorum yapmayan akplidir. Hadi bakim

Bu arada bölümlerin bildirimi geliyor mu size?

~~~~

"Canımın içi sıkma artık canını. Eminim iyi gelecek sonucun." Kollarımın arasında küçülmüş sevgilimin saçlarını okşarken bir yandan da onu teselli ediyordum. Çok üzgündü.

"Sanmıyorum. Çok zorlandım. Bir soruyu birkaç kez okudum. Bir ara ağlamaya başladım sınavda." Dedi burnunu çekerken. Hiç kıyamıyordum ona. Canını sıkan her şeyi yok etmek istiyordum.

"Olmazsa da sorun yok diye konuşmadık mı bebeğim? Yine çalışırsın. Ben yardım ederim sana yine."

"Yasin, babamı biliyorsun. 'İzin vermeyeceğim bir daha sınava girmene' dedi." Çenesini göğsüme koyarak alttan bana bakıyordu şimdi. Babası bu sınava girmesine bile zor izin vermişti. Okumak boş geliyordu ona, bir işe girsin istiyordu. Ama izin vermezdim. Hayatını orda burda çalışarak geçirmesine izin vermezdim.

"Onu kafana takma bebeğim. Ben hallederim."

"Sana kötü bir şey derse kaldıramam. Boşver, ben hallederim." Dedi gözlerini silerek. Biraz daha durmuştu gözyaşları. Yine de konuşacaktım ama o iyi hissetsin diye başımı sallayarak onayladım onu.

Kızarık gözleri ve burnuyla bana bakarken çok tatlıydı. Saçları biraz daha uzamıştı ve şu an dağınık duruyordu.

"Saçın başın birbirine girmiş yine." Dedim alnından geriye yatırarak saçlarını. "Çirkin miyim?" Diye sordu kısık sesle. Ciddi sormuştu bunu.

"Belki biraz." Dedim onu kızdırmak için. Biraz da kafası dağılsın diye. Kollarımın arasından çıkıp gittiğinde şaşkınlıkla bakakaldım arkasından. Çantasına ilerleyip birkaç bir şey aldı ve odadaki banyoya ilerledi.

Şu an ne yaptığını anlamıyordum. Ciddiye mi almıştı söylediğimi? Sesimden bile ciddi olmadığım belliydi. Hassas olduğu anlarda daha dikkatli olmam gerekiyordu sanırım.

Yaklaşık 10 dakika sonra kapı açıldığında kendisi de çıktı içerden. Saçları düzelmişti. Üzerini de düzeltmişti. Ona gülüp kollarımı açtığımda hemen kucağıma yerleşti.

"Şimdi güzel miyim?" Diye sordu alttan bana bakarak. Çok güzeldi. Aklımı kaybettirecek kadar güzeldi.

"Çok güzelsin."

"Cidden mi?" Diye sorduğunda bakışlarım parlak dudaklarına kaydı. Parlatıcı sürmüştü yine. Bakışlarımı farkettiğinde refleksle dudaklarını yaladı.

Elimi ensesine atıp kendime doğru çekerken dudaklarına doğru fısıldadım. "Ölüyorum sana ben. Öyle böyle güzel değilsin." Sözümü tamamladığımda dudaklarımı öpmüştü. Islak bir öpücük verip geri çekildiğinde kıkırdayıp boynuma sakladı yüzünü.

"Sen de."

"Ben de ne?"

"Sen de çok yakışıklısın. Sana bakarken midem kasılıyor. Kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Şu an aldığım kokun bile başımı döndürüyor. Hep böyle mi olacak, yoksa geçiyor mu bu his?"

İç çekerek konuştuğunda lokumu da içine çekiyordu. Arada dudaklarını boynuma bastırıyordu. Kollarımı sardım sıkıca ona. Daha da kendime çektim.

"Geçsin ister misin?"

"Hayır, asla. Ölene kadar benimle kalsın bu his. Sen benimle kal."

Kucağımdaki bedenini altıma alıp, üzerine çıktım. Ellerim başının iki yanındaydı. Bana alttan mavi gözleriyle şaşkın şaşkın bakışlar atıyordu.

YUÁNFÈN|BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin